Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

CHP Bursa 04.07'de depremzedeleri andı

06.02.2024 - 11:02, Güncelleme: 06.02.2024 - 11:02
 

CHP Bursa 04.07'de depremzedeleri andı

CHP Bursa İl Başkanlığı, 11 ili etkileyen ve Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde, depremde yaşamını yitiren vatandaşları anmak için bir araya gelerek iki dakikalık saygı duruşunda bulundu.BURSA (İGFA) - CHP Bursa İl Başkanlığı, 6 Şubat’ın yıldönümünde Kent Meydanı’nda sabaha karşı saat 04.17'de depremde yitirilen vatandaşlar için bir araya geldi. Anma programına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, İl Yöneticileri, İlçe Başkanları, Gençlik ve Kadın Kolları Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve çok sayıda partili katıldı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar anısında iki dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan törende konuşan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş şunları ifade etti: “Depremde sayısız vatandaşımız eşini, çocuğunu, anasını, babasını kardeşini, en sevdiklerini kaybetti. Bu depremler, 11 ilimizde çok büyük yıkımlara neden oldu. Açıklanan resmi rakamlara göre 53 bin, Murat Kurum’un açıklaması ile 130 bin vatandaşımız canını kaybetti. Yani gerçek rakamı bizden saklamışlar. Binlerce vatandaşımız; evsiz, yurtsuz kaldı. Nice vatandaşımızın cenazesine bile ulaşılamadı, sayısız çocuğumuz kayboldu. Birçok vatandaşımızı evsiz barksız bırakan, yuvasının sıcaklığından ve sevdiklerinden ayıran depremler bizleri tarifi mümkün olmayan büyük bir acıya boğdu” “İMAR AFFI SEÇİM YATIRIMI HALİNE GETİRİLDİ” Tek adam rejiminin yol açtığı koordinasyonsuzluk nedeniyle arama kurtarma ekipleri zamanında deprem bölgelerine sevk edilmediğini, bölgenin yardımına yine kadirşinas vatandaşların koştuğunu ifade eden Yeşiltaş, “Gözbebeğimiz askerimizi 3 gün kışladan çıkartmadılar. Ülkeyi yönetenlerin yetersizliğini vatandaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız kapatmaya çalıştı. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin bu yaşadığımız asla dinmeyecek büyüklükte bir acı. Hepimiz biliyoruz ki giden canlarımızı geri getirmemiz mümkün değil. Ancak bu felaket bizlere bir kez daha depreme ve doğal afetlere karşı dirençli kentler oluşturmamız gerektirdiğini tekrar acı bir şekilde hatırlattı” diye konuştu. Konuşmasında İstanbul Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum’un bakanlığı zamanında yapılan imar affı olmasa ve binaların kuralına uygun yapıldığı takdirde bu kadar büyük acıların yaşanmayacağını dile getiren Yeşiltaş, “İmar Barışı gibi masum bir isim koyarak yumuşatmaya çalıştıkları imar affı, AK Parti’nin her seçim öncesi en önemli seçim yatırımlarından biri haline geldi. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ise felaketin yaşandığı bölgelerde sorunlar çözülmüş değil. Depremden sonra yaralar hala sarılamadı. Kış aylarının içerisindeyiz. Çadır ve konteynırlarda yaşayan vatandaşlarımız zor durumda. Çadırlarda ve konteynırlarda meydana gelen yangınlardan acı haberler almaya devam ediyoruz. Bölgede barınma, su, gıda ve eğitim sorunu çözülmedi. Depremzedelerin konut sorunu her geçen gün büyüyor. Yaralar kanamaya devam ediyor” dedi. “DEPREM GERÇEĞİ ŞANTAJ KONUSU OLARAK KULLANILIYOR” Açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre bir şey gelmez” sözlerine de değinen Yeşiltaş, “Deprem gerçeği yaklaşmakta olan yerel seçimler için vatandaşlarımıza karşı bir şantaj, korkutma, pazarlık konusu olarak kullanılmaya devam ediyor. Deprem bölgesine gözünü kapatan AK Parti’ye ve Erdoğan’ın bu şantajlarına karşı vatandaşlarımız asla boyun eğmeyecek, dayanışma içerisinde, el birliğiyle, geleceğe umutla bakabilmenin yollarını hep birlikte oluşturacak. Cumhuriyet Halk Partili bütün üyelerimiz, belediyelerimiz her zaman bu büyük dayanışmanın bir parçası olmaya, yaraları sarmaya gayret göstermeye devam edecek” diye konuştu. Bir daha aynı acıların yaşanmaması için vakit kaybetmeden bilim insanlarının önerileri acilen dikkate alınması ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olmaktan çıkarılarak depreme dirençli konutların inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşiltaş, “Bu tarifsiz acıların ne Bursamızda ne de başka şehirlerimizde tekrar yaşanmaması için hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Bu en uzun gecede depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Birlik ve dayanışma içerisinde yaraların sarılması için gayret gösteren, mücadele eden, yaptıkları çalışmalarla bir nebze de olsa acıları hafifletmeye çalışan bu güzel ülkenin tüm vatandaşlarına da ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı. “DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ” İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın konuşmasının ardından söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey depremin ardından Hatay’ın Defne ilçesinde 22 gün görev yaptığını belirterek, “Orada şunu gördüm, insanlara hizmet etmesi gereken personel kendi acılarıyla bir araya gelmişlerdi. Aslına baktığımızda demek ki depremle ilgili çalışmalarda dirençli kenti oluşturmak zorundayız. İkincisi sadece depreme hazırlık değil, deprem olduktan sonra nelerin yapılacaklarını, onu yaşamış insanlardan elde ettiğimiz bilgi şunu gösteriyor ki; ilk gün tuvalet, ikinci gün su, üçüncü gün gıdaya ihtiyaç duyulduğunu paylaştılar. Kent yöneticileri olarak, belediye başkanları olarak bunlara hazırlıklı olmak zorundayız. Toplanma alanlarını herkese duyurmak ve bu ihtiyaçları oluşturmak sorumluluğumuzdur” şeklinde konuştu. BURSA’YA DİKKAT ÇEKTİ Bursa’nın birinci deprem bölgesi olduğuna işaret eden Bozbey, “Depremle birlikte yaşamak zorundayız. Burada yaşayanlara bunu hazırlayacaklar şehrin yöneticileridir. Deprem bölgesinde çalışması gereken personelin belediyelere gelemez olduğunu biliyoruz. Yönetim zafiyetleri oluşmuş. Bunun sebebi de hazırlıklı olmayışlarından kaynaklıdır. Deprem gerçeği ile depremden korkmadan hazırlık yapmalıyız. Deprem anında yapacaklarımızı bilerek onları yerine getirmek ve sonrasında o alanı terk edip insanlara destek olmak zorundayız. Bunun için eğitim şart. Nilüfer örneğine bakalım. Bütün mahallelerde ‘Afet Gönüllüleri’ oluşturuldu. Afet konteynırları koyuldu. Bunlar tüm mahallelerde olması gerekiyor. Konteynırlarda delici, kesici alet olmalı. Bunları kullanacak gönüllüler, ehil insanlar gelinceye kadar müdahale etmesini sağlayacaktır. Orada bir canın dahi kurtarılması inanılmaz bir şeydir” dedi. “1999’DAN DERS ALMADIK” “Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamamız gerekiyor. Hatay’da gördüğüm manzara, fay üzerindeki tek katlı yapıların nasıl çöktüğüne şahit oldum” diyerek sözlerini sürdüren Bozbey, “Bursa’da fay üzerinde yapıların olduğunu biliyoruz. Buraların güvenli olarak dönüşmesi şarttır. Vakti iyi kullanmamız gerekiyor. Acıların üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, kentimizde önlem faaliyetlerinin olmadığını, olamadığını üzülerek görüyoruz. Sadece 1 yıl öncesi değil. 1999’da da kapımızda bu acıyı yaşadık ama ondan da ders almadık. Önümüzdeki süreç, hepimiz açısından son derece önemlidir. Sahada bunları paylaşacağız. Biz bilime inanan insanlarız. Bilimsel anlamda ön görülenleri yapsak, birçok insanımız şu anda aramızda yaşıyor olacaktı. Ben tüm vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun” diye konuştu.

CHP Bursa İl Başkanlığı, 11 ili etkileyen ve Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde, depremde yaşamını yitiren vatandaşları anmak için bir araya gelerek iki dakikalık saygı duruşunda bulundu.

BURSA (İGFA) - CHP Bursa İl Başkanlığı, 6 Şubat’ın yıldönümünde Kent Meydanı’nda sabaha karşı saat 04.17'de depremde yitirilen vatandaşlar için bir araya geldi.

Anma programına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, İl Yöneticileri, İlçe Başkanları, Gençlik ve Kadın Kolları Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.

Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar anısında iki dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan törende konuşan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş şunları ifade etti:

“Depremde sayısız vatandaşımız eşini, çocuğunu, anasını, babasını kardeşini, en sevdiklerini kaybetti. Bu depremler, 11 ilimizde çok büyük yıkımlara neden oldu. Açıklanan resmi rakamlara göre 53 bin, Murat Kurum’un açıklaması ile 130 bin vatandaşımız canını kaybetti. Yani gerçek rakamı bizden saklamışlar. Binlerce vatandaşımız; evsiz, yurtsuz kaldı. Nice vatandaşımızın cenazesine bile ulaşılamadı, sayısız çocuğumuz kayboldu. Birçok vatandaşımızı evsiz barksız bırakan, yuvasının sıcaklığından ve sevdiklerinden ayıran depremler bizleri tarifi mümkün olmayan büyük bir acıya boğdu”

“İMAR AFFI SEÇİM YATIRIMI HALİNE GETİRİLDİ”

Tek adam rejiminin yol açtığı koordinasyonsuzluk nedeniyle arama kurtarma ekipleri zamanında deprem bölgelerine sevk edilmediğini, bölgenin yardımına yine kadirşinas vatandaşların koştuğunu ifade eden Yeşiltaş, “Gözbebeğimiz askerimizi 3 gün kışladan çıkartmadılar. Ülkeyi yönetenlerin yetersizliğini vatandaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız kapatmaya çalıştı. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin bu yaşadığımız asla dinmeyecek büyüklükte bir acı. Hepimiz biliyoruz ki giden canlarımızı geri getirmemiz mümkün değil. Ancak bu felaket bizlere bir kez daha depreme ve doğal afetlere karşı dirençli kentler oluşturmamız gerektirdiğini tekrar acı bir şekilde hatırlattı” diye konuştu.

Konuşmasında İstanbul Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum’un bakanlığı zamanında yapılan imar affı olmasa ve binaların kuralına uygun yapıldığı takdirde bu kadar büyük acıların yaşanmayacağını dile getiren Yeşiltaş, “İmar Barışı gibi masum bir isim koyarak yumuşatmaya çalıştıkları imar affı, AK Parti’nin her seçim öncesi en önemli seçim yatırımlarından biri haline geldi. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ise felaketin yaşandığı bölgelerde sorunlar çözülmüş değil. Depremden sonra yaralar hala sarılamadı. Kış aylarının içerisindeyiz. Çadır ve konteynırlarda yaşayan vatandaşlarımız zor durumda. Çadırlarda ve konteynırlarda meydana gelen yangınlardan acı haberler almaya devam ediyoruz. Bölgede barınma, su, gıda ve eğitim sorunu çözülmedi. Depremzedelerin konut sorunu her geçen gün büyüyor. Yaralar kanamaya devam ediyor” dedi.

“DEPREM GERÇEĞİ ŞANTAJ KONUSU OLARAK KULLANILIYOR”

Açıklamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre bir şey gelmez” sözlerine de değinen Yeşiltaş, “Deprem gerçeği yaklaşmakta olan yerel seçimler için vatandaşlarımıza karşı bir şantaj, korkutma, pazarlık konusu olarak kullanılmaya devam ediyor. Deprem bölgesine gözünü kapatan AK Parti’ye ve Erdoğan’ın bu şantajlarına karşı vatandaşlarımız asla boyun eğmeyecek, dayanışma içerisinde, el birliğiyle, geleceğe umutla bakabilmenin yollarını hep birlikte oluşturacak. Cumhuriyet Halk Partili bütün üyelerimiz, belediyelerimiz her zaman bu büyük dayanışmanın bir parçası olmaya, yaraları sarmaya gayret göstermeye devam edecek” diye konuştu.

Bir daha aynı acıların yaşanmaması için vakit kaybetmeden bilim insanlarının önerileri acilen dikkate alınması ve kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olmaktan çıkarılarak depreme dirençli konutların inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşiltaş, “Bu tarifsiz acıların ne Bursamızda ne de başka şehirlerimizde tekrar yaşanmaması için hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Bu en uzun gecede depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Birlik ve dayanışma içerisinde yaraların sarılması için gayret gösteren, mücadele eden, yaptıkları çalışmalarla bir nebze de olsa acıları hafifletmeye çalışan bu güzel ülkenin tüm vatandaşlarına da ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

“DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”

İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın konuşmasının ardından söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey depremin ardından Hatay’ın Defne ilçesinde 22 gün görev yaptığını belirterek, “Orada şunu gördüm, insanlara hizmet etmesi gereken personel kendi acılarıyla bir araya gelmişlerdi. Aslına baktığımızda demek ki depremle ilgili çalışmalarda dirençli kenti oluşturmak zorundayız. İkincisi sadece depreme hazırlık değil, deprem olduktan sonra nelerin yapılacaklarını, onu yaşamış insanlardan elde ettiğimiz bilgi şunu gösteriyor ki; ilk gün tuvalet, ikinci gün su, üçüncü gün gıdaya ihtiyaç duyulduğunu paylaştılar. Kent yöneticileri olarak, belediye başkanları olarak bunlara hazırlıklı olmak zorundayız. Toplanma alanlarını herkese duyurmak ve bu ihtiyaçları oluşturmak sorumluluğumuzdur” şeklinde konuştu.

BURSA’YA DİKKAT ÇEKTİ

Bursa’nın birinci deprem bölgesi olduğuna işaret eden Bozbey, “Depremle birlikte yaşamak zorundayız. Burada yaşayanlara bunu hazırlayacaklar şehrin yöneticileridir. Deprem bölgesinde çalışması gereken personelin belediyelere gelemez olduğunu biliyoruz. Yönetim zafiyetleri oluşmuş. Bunun sebebi de hazırlıklı olmayışlarından kaynaklıdır. Deprem gerçeği ile depremden korkmadan hazırlık yapmalıyız. Deprem anında yapacaklarımızı bilerek onları yerine getirmek ve sonrasında o alanı terk edip insanlara destek olmak zorundayız. Bunun için eğitim şart. Nilüfer örneğine bakalım. Bütün mahallelerde ‘Afet Gönüllüleri’ oluşturuldu. Afet konteynırları koyuldu. Bunlar tüm mahallelerde olması gerekiyor. Konteynırlarda delici, kesici alet olmalı. Bunları kullanacak gönüllüler, ehil insanlar gelinceye kadar müdahale etmesini sağlayacaktır. Orada bir canın dahi kurtarılması inanılmaz bir şeydir” dedi.

“1999’DAN DERS ALMADIK”

“Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamamız gerekiyor. Hatay’da gördüğüm manzara, fay üzerindeki tek katlı yapıların nasıl çöktüğüne şahit oldum” diyerek sözlerini sürdüren Bozbey, “Bursa’da fay üzerinde yapıların olduğunu biliyoruz. Buraların güvenli olarak dönüşmesi şarttır. Vakti iyi kullanmamız gerekiyor. Acıların üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, kentimizde önlem faaliyetlerinin olmadığını, olamadığını üzülerek görüyoruz. Sadece 1 yıl öncesi değil. 1999’da da kapımızda bu acıyı yaşadık ama ondan da ders almadık. Önümüzdeki süreç, hepimiz açısından son derece önemlidir. Sahada bunları paylaşacağız. Biz bilime inanan insanlarız. Bilimsel anlamda ön görülenleri yapsak, birçok insanımız şu anda aramızda yaşıyor olacaktı. Ben tüm vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.