YAKARSA CHP'Yİ BAKIRKÖY BELEDİYESİ YAKAR

Gazetemize çeşitli yollarla ulaşan okurlar, her gün benzer iddialarda bulunuyorlar. Bazı okurlar ise, ‘niye bu iddiaları yazmıyorsun’ diye trip atıyorlar. Şayet bir iddia da bulunuyorsanız, lütfen bununla ilgili yazılı veya görsel belgeyi de beraberinde gönderin-getirin. Burası Mozambik değil ki, yok efendim Ataköy sahilde bulunan bir restoran 8 milyon vermiş, Yeşilköy’de bulunan bir balıkçı toplam da 21 milyon ödemiş diye belgesiz, sadece iddialara dayalı haber yapalım.

GELELİM ASIL KONULARA

Bakırköy Koruma Güzelleştirme Derneğinin de dile getirdiği; Zeytinlik Mahallesi 564 ada, 56 parselde bulunan ve mülkiyeti TEDAŞ’a ait, TKGM’de trafo binası olarak görünen yer ruhsat alarak yakın zamanda restoran olarak hizmet verecek. Acaba bu işyerine ruhsat sehven mi verildi diye merak ediyorum. Yasalara aykırılığı ileri sürülerek, önceki dönem ruhsat müdürlüğünün ruhsat vermediği bu restoran, şimdi nasıl oldu da ruhsat alabildi? Acaba, yasayla sabit olduğuna inandığımız ruhsat yönetmeliği gerçekte sağa, sola çekilebilen lastik mi? Yönetime göre yönetmelik icat edildi de, bizim mi haberimiz yok?

Ramada Otel’in yanıbaşında bulunan ve yıkımı olaylı geçen Ataköy 1. Çarşı, şu an otopark olarak mı kullanılıyor? Kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılan yerlerin amacı dışında kullanılamayacağını biliyoruz. Eğer otopark olarak kullanılıyorsa, acaba Bakırköy Belediyesi bu işyeri ile ilgili herhangi bir yasal işlem yaptı mı? Eğer yapmadıysa yasal gerekçesi nedir?

Bir benzin istasyonu, Florya Kavşağının olduğu bölgede bulunan Bakırköy belediyesine ait araziye sınır tecavüzünde bulunmuş. Bize ulaşan iddialara göre bu tecavüz yıllardır devam etmekte. Yine aynı iddialara göre benzin istasyonu sahipleriyle bir anlaşma sağlanıp ruhsat verilecekmiş. Eğer tüm bu iddialar doğruysa, benzin istasyonuyla yapılacak olan anlaşma geçmişe dönük kullanım bedelinin tahsilini de kapsayacak mı? Yok eğer anlaşma sağlanamazsa yine arazinin kaçak kullanım bedeli tahsil edilecek mi?

Ataköy 9. Kısımda bulanan ve 4 bloktan oluşan Hakim-Savcı Lojmanları için, yaklaşık bir yıl önce karot alınıp oturulamaz raporu verilmiş. Tayinler nedeniyle boşalan daireleri kimseye verilmiyor. Lojmanlar yavaş yavaş tahliye ediliyor.  Oturulamaz kararının kesinleşmesine rağmen halen bloklarda yüzlerce insan can ve mal tehlikesi olduğu halde ikamet etmeye devam ediyor. Hemde olası yaşanacak bir İstanbul depremine rağmen.

İstanbul’da hakim-savcılarımızın kalabileceği en ucuz evlerin 40.000 TL.den başladığı ve bunun da onlara çok büyük ekonomik külfet getireceği bilindiği halde, Adalet Bakanlığı, hakim-savcılarımız için neden acilen yeni lojmanlar satın almıyor veya kiralamıyor? Neden, İstanbul’da görev yapan hakim-savcılarımız ev sahiplerinin insafıyla başbaşa bırakılıyor?

Not: Dünkü belediye meclis toplantısında AK Partili meclis üyesi Ali Fatinoğlu, Ayşegül hanımı makam odasının kapısında AK Parti İlçe Başkanı ve yöneticilerini 45 dakika bekletmekle suçlamış. Hem belediye başkanı ve başkan yardımcısı, hem AK Parti ilçe başkanı, hemde o gün orada bulunan yöneticileri bu iddiayı şiddetle yalanlarken, o gün orada bile bulunmayan Fatinoğlu’nun kendi partililerini ısrarla küçük düşürmeye çalışan iddiasının asıl sebebi nedir?

Evet, her kadın gibi kadın belediye başkanımız da (kamu görevini unutarak) bekletmeyi adet haline getirmiş ama belediye başkanlık makamında 45 dakika bekletilme olayı tamamen dedikodu ve gayriciddiliktir.

AK Partinin şimdilerde;

Sen telafisi olmayan
En büyük hatam benim

Şarkısı eşliğinde Fatinoğlu için ne yapacağı merakla beklenirken, bu dedikodunun amacı ve kimin nasıl kullanıldığını………… neyse şimdilik hoşçakalın.