KİM BU YERLİ AL CAPONE

Çocukluğu Al Capone filmleri izleyerek geçmiş ve bu yüzden de kendisine rol model olarak çok etkilendiği Al Capone’u seçmişti. Hele onun, "Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı’nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrıya günahlarımı affetmesi için dua ettim." Sözleri yok mu… işte Capone’un o anısını adeta yaşam biçimi olarak benimsemişti.

Hikayemiz 2008 yılında başlıyor…

2009 yerel seçimlerinde daha sonra ilçe başkanı olacağı partisinden belediye başkan adayı olmak için girişimlerde bulunan yerli Al Capone’un girişimleri sonuçsuz kalınca bu defa da milliyetçi bir partiden ilçe belediye başkanı adayı olabilmek için çabalamış ve maalesef bu partiden de kabul görmemişti.

2014 yerel seçimleri yaklaşırken artık aday olmak için sadece dua etmesinin yetmediğinin bilinciyle hareket eden yerli Al Capone, bir taraftan ilçesinde hiçbir Cuma namazını kaçırmazken, öte tarafta partisinin il başkanlığına büyük maddi desteklerde bulunmuştu.

Elbette para tüm kapıları kendisine açtı ve aday gösterilip seçimi kazanarak nihayet belediye başkan koltuğuna oturdu. Zaman, mevkisini para ile satın aldığına göre, masrafları çıkarma zamanıydı. Çıkardı da…

5 yıllık belediye başkanlığı süresince, FETÖ’nün belediyeler imamından öğrendiği taktikleri uygulayarak harcadıklarının on milyon katını cebine koyan yerli Al Capone’a, artık elde ettiği kazanç yetmiyordu. Geceleri bir taraftan Tanrı’ya dua ederken, öte tarafta daha çok çalmak pardon kazanmak için daha büyük oynamanın planlarını yapıyordu! Yaptı da…

Dağıtmaya devem ettiği paraların yanında talihi de yaver gidip büyükşehir için aday gösterilince, oy deposu olarak gördüğü tüm gurupları tamamen duygusal çabalarla yanına çekerek, 2019 yılında yapılan yerel seçimi kazanıp bu defa büyükşehir belediye başkanı oldu.

En başta da dedik ya, Tanrı’nın çalışma tarzını keşfetmişti diye… ilçe belediyesinde 1 koyup on milyon katını alırken, şimdi büyükşehirde 1 koyup yüz milyon katını alacaktı. Helal olsun, aldı da…

Şimdi artık, elde ettiği korkunç servetini koruyup kollayacak daha güçlü bir makam koltuğuna ihtiyaç vardı. Mevcut genel başkanının, onun hırsızlıklarına asla göz yummayacağını da bildiği için çok çok daha büyük oynamaya karar vererek kendisinin emri altında çalışacak Brütüs karekterli birini aramaya başladı. Hemen buldu da…

Derhal gizli toplantılar düzenleyerek isteklerini yerli Brütüs ve partiyi ele geçirmek için Akbaba gibi bekleyen diğerlerine iletti. Karşılıklı anlaşmaya varılınca yaptığı ilk iş, önce LGBT’nin göz bebeğini kendi büyükşehrine il başkanı seçtirmek oldu.

Kurultaya gidildiğinde ise yaklaşık 350 delegeyi para ve makamla satın alarak yerli Brütüs’ü genel başkan seçtirdi.

Bizim yerli Al Capone’a göre tüm planları kusursuz işlemişti ama maalesef tarih her zaman tekerrürden ibaretti ve bir kez ihanet eden her zaman ihanet ederdi…

Çok kadın için çok paraya ihtiyaç vardı ve yerli Brütüs’ün en büyük zafiyeti de kadınlardı.

Brütüs’ün zafiyetini iyi bilen hatta aynı zafiyetler kendilerinde de olan Akbaba’lar; genel başkanlarını, para ve kadına daha fazla sahip olabilmesi için Al Capone’un ortadan kaldırılması gerektiği konusunda ikna etmeyi başarıp, derhal çalışmalara başladılar.

İlk hedefleri, Al Capone’un en büyük silahı ve para kaynağı olan büyükşehiri ele geçirmekti. Bir taraftan iktidarla hapis cezası da dahil gizli pazarlık yaparken, öte tarafta estetiğine düşkün birini büyükşehir adayı olarak belirlediler. Bugün işi bitirmek için son bir hamleleri kaldı...

Yaz başında yediği hurmalar yüzünden şimdi dermatoloğa giden Al Capone’un hayatını sıkılmayasınız diye detaylara girmeden çok kısa özetlemeye çalıştım.

 .