CHP’Lİ MECLİS ÜYESİ SABİHA GÖKÇEN’E KİN KUSTU

İki dönem belediye meclisinde Bülent Kerimoğlu’nun kanatları altında meclis üyeliği yapan, bu dönem de ise Ayşegül Ovalıoğlu’nun kanatları altına giren Dikme’nin, hangi vizyonundan dolayı 3 dönemdir meclis üyesi yapıldığı, gereksiz konuşmasından sonra tekrar tartışmaya açıldı.

CHP’li belediye meclis üyesi Margarit Dikme, dün kürsüde Hrant Dink’in 6 Şubat 2004 yılında Agos gazetesinde yayınladığı, ‘Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni yetim olduğu’ iddiasını tekrar gündeme taşıyarak ne yapmaya çalıştığı tam bir muamma…

AK Partinin uyguladığı yanlış ekonomik politikalar yüzünden bugün ülke iflasın eşiğine gelmiş, adalete güven kalmamış, mülteci sorunu had safhaya ulaşmış, teröristlerin mecliste konuşturulmak istenmesi gündeme gelmişken; Bakırköy’de ise belediye 1 yıldır tek bir projeyi bile hayata geçirememiş, eski günleri dahi anar olmuşken, Dikme’nin dünkü meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, ‘Sabiha Gökçen aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni yetim’ provokasyonu ile alakalı Bakırköy Belediyesi ve CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı derhal bir açıklamada bulunmalıdır.

Farz edelim ki, Ulu Önderimizin manevi kızı Sabiha Gökçen Ermeni, Rum, Kürt, Laz veya başka bir etnik guruba mensup olmuş olsun. Bu tüm farklı etniğe mensup yurttaşlarımız gibi onun Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olduğu gerçeğini değiştirir mi?

Siz ve sizlerle aynı düşünce de olan Püsküllü Kadirciler, Seyit Rızacılar, Şeyh Saitcilerin, Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın savaş pilotu ve ulusal kahramanımız Sabiha Gökçen’e duyduğunuz gizli kini bizler çok iyi biliyoruz.

Ama sizler de şunu çok iyi bilin ki, Türkiye Cumhuriyeti devletini yoktan var eden Atatürk, onun devrimleri, ilkeleri ve maneviyatı bizim kırmızıçizgimizdir.

Yıllarca belediyenin otobüsleri ile turistik geziler düzenlediği iddia edilen Dikme’nin yaptığı talihsiz konuşması için Bakırköy Belediyesi ve CHP İlçe Başkanlığından özür bekliyoruz.

Peki Kimdir Hrant Dink

Bildiğiniz üzere, Hrant Dink 19 Ocak 2007 yılında gladyo’nun maşaları tarafından katledilmiştir. Vahşice işlenen bu cinayeti bir kez daha lanetliyor ve insan olan herkesin yüreğini yakan bu siyasi cinayetlerin ülkemizde bir daha yaşanmamasını diliyorum.

Yazılarına ve söylemlerine baktığımızda, bize göre iki ayrı Hrant Dink vardır:
Birincisi, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü destekleyen, geçmişte ve günümüzde yaşanan sorunların ancak Türk ulusunun kendi çabaları ile çözümlenebileceğini vurgulayarak, “Kürtler, Ermenilerin yüz yıl önce yaşadıklarından ders almalıdır. Emperyalistler gelir, çıkarlarını düşünür, sonra da çekip giderler. Olan burada kalan bizlere olur…” (Kayseri Paneli) diyen ve emperyalistlerin oyunlarına karşı çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Hrant; ikincisi, 2004 yılında yazdığı “Damarlardaki zehirli Türk kanı, Türk’ün pis kanı, Sabiha Gökçen Ermeni kızıdır…” diyerek ırkçı tavırlar içerisine giren, Ermeni davasını ve tezlerini Agos gazetesinde işleyen, savunan ve ceza alan Hrant…
Birinci Hrant’ı sonuna kadar destekler, onunla bütünleşiriz. İkinci Hrant’ın söylemini ise reddeder, eleştiririz.

Bizler Ulu Önderimiz Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” görüşünü kendimize temel alıp, “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişini ilke edindik.

Riya kokan insan hakları, özgürlük çığırtkanlığı ile emperyalizme uşaklık yaparak ulus devletimizi yıkmaya çalışanlar, kimlik bunalımına girerek, kültür yozlaşması batağında çırpınanlar şunu iyi bilsinler ki; bizler etnik, şoven, ümmetçi milliyetçi değiliz. Din ve ırk ayrımını, kafatasçılığı, kul’a kulluğu ve biatı reddeden, çağdaş ulus devleti ve tam bağımsızlığı kendisine esas alan Atatürk Milliyetçisiyiz.

 “Atatürk Milliyetçiliği” kavramını Anayasadan kaldırmak isteyen AK Parti ve onların değirmenine su taşıyanların her zaman karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.