BAKIRKÖY'DE İŞÇİ KIYIMI BAŞLADI
Bildiğiniz üzere, 1 Temmuz itibariyle işten çıkarma yasakları kalktı. Yaklaşık üç ay önce; Bakırköy Belediyesinin 200 kişilik işten çıkarılacaklar listesi hazırladığını ve bu listenin yasaklar biter bitmez işleme konulacağını yazmıştım ki, yine yanılmadım.
Bir taraftan artık Azrail’le köşe kapmaca oynayan 70 yaşındaki teyzelerin işe alındığı Bakırköy Belediyesinde, bugün itibarıyla 10 işçinin işine son verilmesi çalışanları korku ve endişeye sevketti.
Çalışmadan maaş alan bankamatikçiler ise, android telefonlarına sarılarak dayılarını-amcalarını-teyzelerini-halalarını arayıp,
- Amcacım valla tatil zevkim kaçtı…
- Dayıcım sen bi konuş da sıkıntı çıkmasın. Yengem-çocuklar iyi mi…
- Teyzoş ben memleketteyim, sen bi arasan da… Kemal enişteme çok selam söyle…
Diyerek, işten çıkarılacaklar listesine kazayla girmemek için tedbirlerini aldılar.
Belediye İş’in hali ortadayken, çalışan emekçilerin işten çıkarılmalarını şimdilik durdurabilecek tek güç, DİSK olarak görünüyor. 2016 yılında işten haksız yere atılan işçisi için eylem kararı alıp Özgürlük Meydanında çadır kuran ve kendi üyesi olmayan işçilere bile sahip çıkan DİSK’in, son gelişmeler ışığında derhal yeni bir acil eylem planını devreye sokması gerekiyor. Bakırköy’ün duyarlı insanları ve belediyeye minnet borcu olmayan STK’lar haksızlığa uğrayan işçilerine mutlaka sahip çıkacak, yapılacak eylemlere destek vereceklerdir.
Bakırköy’de gerçek emekçinin sonu, ya güvenlik Mobu’nun arkasında kalp krizinden-yıkım sırasında başına düşen demirin kafatasını parçalaması sonucu can vermek, ya da keyfi işten atılmak olmamalıdır.
İşçisini makam odasında tekme-tokat dövenler bu yazılanlara belki dudak büküp geçecektir ama ‘bir umuttur yaşamak’ diyen sizler mücadelenizi asla bırakmayın.
İsimleri işten atılacaklar listesinde şimdilik olmadığı için sevinenler, sizlere de Pastor Nie Moeller’in, ‘’Önce Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü ben Yahudi değildim Sonra komünistler için geldiler, sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, sendikacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım. Sonra benim için geldiler Ses çıkaracak kimse kalmamıştı...’’ sözünü hatırlatmak isterim.
Bugün aslında, doğa için ortaya koydukları eylemlerle-açtıkları davalarla Bakırköy için mücadele eden Çevre Dostları Derneği, Bakırköy Kent Savunması, Diren Çamlık Platformunun birbirinden kıymetli efsane kadınlarını, Bakırköy Annelerini yazacaktım ama olmadı. Başta Bakırköy olmak üzere, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Doğa bırakmak için canla başla çalışan Bakırköy Annelerine selam olsun…
Doğa Savaşçısı Bakırköy Annelerinin Beddualarını da Şuraya Bırakayım:
Gölgesinden yararlanacağın ağaç bulamayıp, güneş ışınlarından yanasın.
Yok etmeye çalıştığın güzelliklerden mahrum kalıp gün yüzüne hasret kalasın.
İşgal ettiğin yeşil alanlara yaptığın kaçak katlarda balkon sefası süremeyesin.
Marina yapmak adına içine ettiğin denize atlarken müsilaja çarpasın.
Yere attığın muz kabuklarına basıp, kafa üstü betona düşesin.
Parktaki banka-sahildeki taşlara oturup yediğin ve kabuklarını yere attığın çekirdek kadar başına taş düşsün.