SORUNLAR BELKİ ÇÖZÜLÜR EKİM'E...

Değerli okurlar; bugünkü yazıma kırık bir aşk hikayesini özetleyerek başlayacağım.   Bir medya kuruluşunda diplomasi muhabirliği yapan bayan ile aynı medya kuruluşunun Ankara temsilcisi gizli aşk yaşarlar. Gizli aşk diyorum çünkü Ankara Temsilcimiz evli-çocukludur. Aşk tam nirvanaya ulaşmışken, bu arada diplomasi muhabirimiz yazdığı haberler yüzünden mahkemelik olunca yurtdışına kaçmak zorunda kalır. Artık watsap üzerinden duygularını sürdürmeye çalışan ikilinin ölümsüz sandıkları aşkları, yavaş yavaş küllenmeye başlayınca, diplomasi muhabiri hasret dolu sözlerin yanında sitem dolu mesajlar da yazmaya başlayarak aşkını yanına çağırır. Heyhaatttt! Ankara temsilcimiz yurtdışı yasağı olduğundan dolayı hiçbir yere gidemez ki! Bir hüzündür yüreğini yakar temsilcimizin ve akşam rakısını yudumlarken, Ahmet Kaya’dan ‘’Kendine İyi Bak, Beni Düşünme’’ şarkısını dinleyip efkar dağıtır. Bu arada yuvası dağılmış, itibarı kaybolmuş ve kendisini Leylasına ulaştırmayan atlara bile düşman olmuştur. AŞK işte böyle bir şey… Yüreğinin götürdüğü yere gitmek istersin ama bunun için önce o yüreğin sende olması gerekir. Eğer erdem sahibi değilsen, aynanın karşısına geçip geçip, kaderine ağlarsın içip içip ve teselliyi bu defa başka kollarda ararsın seçip seçip. Ne diyelim; Tanrı, atanmış veya seçilmiş hiç kimseye böyle bir olay yaşatmasın.   Neyse, biz yine ilçemiz Adalar’a ve yaşadığımız sorunlara dönelim. Öncelikle, 30 Ağustos Zafer Bayramımızın coşkuyla kutlanmasına vesile olan Adalar Belediyesi ve onların nezninde tüm katkı sağlayanlara çok teşekkür ederim. Elbette, o kutlu günde tören alanına çelenk bırakmaktan bile imtina eden siyasi partileri de unutmayacağız. Eski başkan Atilla Aytaç döneminden enkaz devralan yeni yönetim, artık geçmiş hukuksuzlukların hesabını sormaya başlamalıdır. ‘’Kol kırılır yen içinde kalır’’ mantığıyla hareket edilip, Atilla Aytaç döneminde yaşanan usulsüzlüklerden hesap sorulmaz-ayıp kapamaya gidilirse hiç kimse koltuklarında huzurla oturamaz. Dostoyeveski’nin, ‘’Ya sorunlarınla yüzleşir, ya da sorunlarınla yüzsüzleşirsin’’ sözünden yola çıkarak, bizler Adalar’ın bazı sorunlarını aşağıya bırakalım. Bakalım netice ne olacak. Akülü araç sorununun artık içinden çıkılmaz bir hal alması, Denetimsiz plajlarda her an ölümler olabilmesi, Deniz kirliliği ile ilgili tahlillerin yapılmayışı, Kaçak inşaatların alıp başını gitmesi, Düzenli toplanmayan çöpler yüzünden sokakların mezbelelik bir görüntüye bürünmesi, Yiyecek-İçecek satan işyerlerinin fiyat tarifelerinin denetlenmeyişi, Adalı kimliğinin unutturularak, insanların Malatyalı-Vanlı-Erzincanlı-Kastamonulu vs kimliklere bölünmesi, İnşallah yukarıda yazdığım sorunlar bir an önce çözüme kavuşturulur.