Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

ŞAMAN GELENEKLERİ YAŞIYOR MU???

GÜNDEM 11.07.2020 - 13:01, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

ŞAMAN GELENEKLERİ YAŞIYOR MU???

Şamanizm, dünyadaki tüm dinlerin çıkış kaynağı olarak kabul edilmiştir. Geçmişi, M.Ö. 50 binli yıllara kadar iner. Dünyada Türklerin ilk dini olarak karşımıza çıkar. Türkler daha sonra, Hacı Ahmet Yesevi ve ondan sonra gelen Türk büyüklerinin sayesinde İslam dini yani evreni tek yaratana kulluk etmeyi öğrenmişlerdir.
Peki, bugün halen yaşayan Şaman gelenekleri nelerdir?      1. Yılbaşı Kutlaması Kadim Türk Astrolojisinde her yıl 21-22 Aralık arasında gündüz gece ile savaşır ve sonunda güneş galip gelir. Bu zaferden sonra gelen ilk dolunayda yeni yıl kutlanır. Bu bayram atalarımız için bir “Yeniden Doğuş Bayramı”dır. Yeni yılı Akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutlarlar. Bu özel güne “Nardugan Bayramı” (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş adı verilmiştir. Türklerin çok eski çağlardan beri Akçam ağacının süslemesi, tören sırasında ağacın altına hediyeler konması ve ağaca renkli bez parçaları bağlanarak yeni yıl için dileklerde bulunulması; Avrupalıların “Noel Ağacı” geleneğinde bir Türk etkisi olduğunu kanıtlar. Günümüzde de bazı köylerimizde “Dilek Ağacı” adeti devam etmektedir.      2. Kurşun Dökmek Kurşun dökme adeti de Şamanizm geleneklerindendir. Şamanizm'de buna "kut dökme" denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı kutuyu "talih, saadet unsurunu" geri döndürmek için yapılan bir sihri ayindir.      3. Kırmızı Kurdele Gelinliğin üzerine bağlanan kırmızı kurdeleler, nişan törenlerinde yüzüklere bağlanan kırmızı kurdeleler, okumaya yeni geçmiş çocukların yakasına takılan kırmızı kurdeleler; hep uğuru ve kısmeti temsil eder. Ayrıca kötü ruhların şerrinden korunma sağladığına inanılır.      4. Mezar Taşlarımız Günümüzde toplumda ulu kabul edilen kimselerin ölümlerinden sonra ruhlarından medet ummak ve mezarlarının kutsanışı şaman geleneğin devamıdır. Mezarlara taş dikilmesi ve bu taşın sanat eseri haline getirilecek kadar süslenmesi İslam coğrafyasında sadece Anadolu’da görülmektedir.      5. Dilek Tutmak Dile tutmak da Şamanizm kökenli bir davranış şeklidir. Tabiat ruhlarının dileklerin gerçekleşmesine aracılık ettiğine inanılır.      6. Nazar İnancımız Anadolu’da halk arasında “nazar” olgusu çok yaygın bir inanıştır. Bazı insanların olağandışı özellikleri olduğu ve bakışlarının karşılarındaki kimselere rahatsızlık verdiğine, kötülük getirdiğine inanılır. Bunun önüne geçmek için “nazar boncuğu” “deve boncuğu” “göz boncuğu” vb. takılır. Bu inanış da Şamanizm'den kalmadır.      7. Kullandığımız Kilim Motifleri Eski Türklerde bir Şamanın giysisine yılan, akrep, çıyan, kunduz gibi yabani hayvan şekilleri çizmesinin, bu hayvanları topluluğun yaşam alanlarından uzak tutmaya yardımcı olduğuna inanılır. Günümüzde Anadolu’da Türkmen köylerinde dokunan halı, kilim, örtü ve perdelere işlenen desenler, giysiler üzerinde kullanılan motifler bu inanıştan kaynaklanır.      8. Mevlit ve İlahiler Şamanlar ayinlerinde davul ve kopuz kullanmışlardır. Müziksiz hayatın ve ayinlerin değişilmez bir parçasıdır. Oysa İslam dininde Kur’an'ın müzikle okunması kesinlikle günahtır. Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu’da Hz.Muhammed’in, Hz.Ali’nin hayatları müzikle okunmaktadır Mevlit ve İlahiler sadece Anadolu’da uygulanan müzikli anlatımlardır. İslam dininde ölünün ardından mevlit merasimi diye bir uygulama yoktur. Osmanlı tarihinde ilk Mevlit, 1409-10 yıllarında Bursalı bir fırıncı ustası olan Süleyman Çelebi tarafından yazılmıştır.      9. Su İçerken Kafanın Elle Desteklenmesi Bu da bir Şaman geleneği kalıntısıdır. Şöyle ki, su içerken insan akli başından kaçabilir diye kafa elle tutulurmuş.      10. Mezarlardaki Küçük Suluklar Mezarların ayak ucunda bulunan küçük suluklar; ruhların susadıkları zaman kalkıp oradan su içmeleri inancına dayanır. Ayrıca kuşların, böceklerin o suluklardan su içmesinin, ölmüş kişinin ruhuna fayda edeceğine inanılır. Not: Şaman kültüründe, ayinlerde kullanılan yardımcı ruhlar, kuş biçiminde tasvir edilmişlerdir. Kuş biçiminde düşünülen bu ruhlar Şamanlara, gökyüzüne yapacakları yolculukta yardımcı olmaktadır.      11. Yukarıda Allah Var Tengrizm inancından kalmıştır. Bu anlayıştan dolayı dua ya da işaret ederken eller gökyüzüne açılır.      12. Sağ Ayak Kapıdan çıkarken sağ ayağın önde olması da Şaman kültüründen kalma bir ritüeldir. Sol ayakla geçmenin kişiye uğursuzluk getireceğine inanılır.      13. Su Dökerek Uğurlama Şaman kültüründeki suyun kutsallığı olgusunun doğurduğu adettir. Su berekettir, kutsaldır. “Su gibi çabuk dön, ak geri gel, ak çabuk, kazasız belasız git” demek için su dökülür gidenin arkasından.      14. Türbelere, Ağaçlara, Çalılara Bez ve Çaput Bağlamak Şamanizm inancında dilek dileme şekli. Küçük kumaş parçaları genel olarak ağaçlara çok önem verildiğinden ve yaşamın sembolü kabul edildiğinden ve yaşam üzerinde muazzam etkileri olduğu düşünüldüğünden, bunların dallarına bağlanır ve dileğin gerçekleşmesi beklenir. Günümüz Türkiye’sinde bu eski gelenek halen devam etmektedir. Temelinde ise doğadaki her varlığın bir ruhu olduğu inancı yatmaktadır.      15. Tahtaya Vurmak Eski Türkler göçebe oldukları için, daha önce girmedikleri ormanlara girerken, ormandaki kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurup bağırarak gürültü çıkarırlarmış. Bu davranış aynı zamanda doğa ruhlarına kötü olayları haber verip, onlardan korunma dilemek amaçlıdır. Tahtaya vurma adeti, sadece Türk kültüründe değil bir çok Avrupa kültüründe de vardır.      16. Ölünün Ardından Belirli Aralıklarla Toplanmak Birisi öldükten sonra evinde toplanıp dua okumak, bu toplanma işini 7, 21, 40 günde bir tekrarlamak gibi eylemler de Şaman kültüründen kalmadır. Eski Türk inanışına göre ruh fiziki bedenini 40 gün sonra terk etmektedir. Vefat edenin “40’ın çıkması” deyimi vardır. Şamanizm’de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın, öteki ruhlar doluşmasın diye insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlar. Anadolu ve Azerbaycan’da bu adetler halen yoğun şekilde sürdürülmektedir. Hz. Muhammed’in hayatında ölü için Kur’an okuma, mezarda Kur’an okuma diye bir şey yoktur. Bunu isteyenlere ölüleriniz için sadece fakirlere, dullara, yetimlere yardım edin demiştir. Buna rağmen Şamanizm ritüeli toplum içerinde baskın çıkmıştır.      17. Ölen Kişilerin Ardından Yemek ve Helva Yapılması Yuğ törenlerinden kalma bir Şaman geleneğidir.      18. Çocuklara Doğadan Esinlenen İsimler Koymak Orta Asya Toplulukları (Eski Türkler) doğada bazı gizli kuvvetlerin varlığına inanmışlardır. Tabiat güçlerine itikad, hemen hemen bütün halk dinlerinde mevcuttur. Fiziki çevrede bulunan dağ, deniz, ırmak, ateş, fırtına, gök gürültüsü, ay, güneş, yıldızlar gibi tabiat şekillerine ve olaylarına karşı hayret ve korkuyla karışık bir saygı hissi eskiden beri olmuştur. Çocuklarımıza verdiğimiz isimlerin birçoğu da bu derin bağlardan kaynaklanmaktadır.      19. Ay Dede Eskiden, Şamanist Türkler, ayın "koruyucu/sahip ruhu"na, "Ay Ata" ya da Ay Dede derlerdi. Onların Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen kısmı, hala çocuklarına ayı gösterip "ay dede" derler, binlerce yıl önce şamanların yaptığı gibi.      20. Köpek Ulumasının Uğursuz Sayılması Şamanizm’de köpek bir ruhun yaklaştığını uzaktan acı ulumayla haber verebilmektedir. Sıradan bir kişinin bu ruhu görmesi; onun pek yakında öleceğine işaret sayılır. Anadolu’nun kimi yerlerinde köpek uluması uğursuz sayılmaktadır. Köpeklerin bazı olayları önceden algıladıklarına ve bunu uluyarak anlattıklarına inanılır.      21. Ölen kişinin üzerine bıçak konulması Şamanizm’de demirin kutsal olduğu düşünülür ve kötü ruhları kaçırdığına inanılır.      22. Akdeniz-Karadeniz Şamanist dönemde, Türkler için her yönün bir renk simgesi vardı. Kuzeyin simgesi kara, Batı'nın simgesi ak renkti. Bu yüzden kuzeyimizdeki denizin adı Karadeniz, batımızdaki denizin adı "Akdeniz"dir. Not: Atatürk'ün "ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir" dediği deniz, Ege'dir. Cumhuriyet döneminde basılan harita ve atlaslarda yer alan Ege Denizi’nin XV. yüzyıl sonrası Osmanlı İmparatorluğu dönemi haritalarındaki adı Akdeniz ( Bahr-ı Sefid )’dir. Ege (Aegean) deyimi, Yunan mitolojisinden kaynaklanmaktadır.
Şamanizm, dünyadaki tüm dinlerin çıkış kaynağı olarak kabul edilmiştir. Geçmişi, M.Ö. 50 binli yıllara kadar iner. Dünyada Türklerin ilk dini olarak karşımıza çıkar. Türkler daha sonra, Hacı Ahmet Yesevi ve ondan sonra gelen Türk büyüklerinin sayesinde İslam dini yani evreni tek yaratana kulluk etmeyi öğrenmişlerdir.

Peki, bugün halen yaşayan Şaman gelenekleri nelerdir?


     1. Yılbaşı Kutlaması

Kadim Türk Astrolojisinde her yıl 21-22 Aralık arasında gündüz gece ile savaşır ve sonunda güneş galip gelir. Bu zaferden sonra gelen ilk dolunayda yeni yıl kutlanır. Bu bayram atalarımız için bir “Yeniden Doğuş Bayramı”dır. Yeni yılı Akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutlarlar. Bu özel güne “Nardugan Bayramı” (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş adı verilmiştir. Türklerin çok eski çağlardan beri Akçam ağacının süslemesi, tören sırasında ağacın altına hediyeler konması ve ağaca renkli bez parçaları bağlanarak yeni yıl için dileklerde bulunulması; Avrupalıların “Noel Ağacı” geleneğinde bir Türk etkisi olduğunu kanıtlar. Günümüzde de bazı köylerimizde “Dilek Ağacı” adeti devam etmektedir.

     2. Kurşun Dökmek

Kurşun dökme adeti de Şamanizm geleneklerindendir. Şamanizm'de buna "kut dökme" denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı kutuyu "talih, saadet unsurunu" geri döndürmek için yapılan bir sihri ayindir.

     3. Kırmızı Kurdele

Gelinliğin üzerine bağlanan kırmızı kurdeleler, nişan törenlerinde yüzüklere bağlanan kırmızı kurdeleler, okumaya yeni geçmiş çocukların yakasına takılan kırmızı kurdeleler; hep uğuru ve kısmeti temsil eder. Ayrıca kötü ruhların şerrinden korunma sağladığına inanılır.

     4. Mezar Taşlarımız

Günümüzde toplumda ulu kabul edilen kimselerin ölümlerinden sonra ruhlarından medet ummak ve mezarlarının kutsanışı şaman geleneğin devamıdır.

Mezarlara taş dikilmesi ve bu taşın sanat eseri haline getirilecek kadar süslenmesi İslam coğrafyasında sadece Anadolu’da görülmektedir.

     5. Dilek Tutmak

Dile tutmak da Şamanizm kökenli bir davranış şeklidir. Tabiat ruhlarının dileklerin gerçekleşmesine aracılık ettiğine inanılır.

     6. Nazar İnancımız

Anadolu’da halk arasında “nazar” olgusu çok yaygın bir inanıştır.

Bazı insanların olağandışı özellikleri olduğu ve bakışlarının karşılarındaki kimselere rahatsızlık verdiğine, kötülük getirdiğine inanılır. Bunun önüne geçmek için “nazar boncuğu” “deve boncuğu” “göz boncuğu” vb. takılır. Bu inanış da Şamanizm'den kalmadır.

     7. Kullandığımız Kilim Motifleri

Eski Türklerde bir Şamanın giysisine yılan, akrep, çıyan, kunduz gibi yabani hayvan şekilleri çizmesinin, bu hayvanları topluluğun yaşam alanlarından uzak tutmaya yardımcı olduğuna inanılır.

Günümüzde Anadolu’da Türkmen köylerinde dokunan halı, kilim, örtü ve perdelere işlenen desenler, giysiler üzerinde kullanılan motifler bu inanıştan kaynaklanır.

     8. Mevlit ve İlahiler

Şamanlar ayinlerinde davul ve kopuz kullanmışlardır. Müziksiz hayatın ve ayinlerin değişilmez bir parçasıdır. Oysa İslam dininde Kur’an'ın müzikle okunması kesinlikle günahtır. Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu’da Hz.Muhammed’in, Hz.Ali’nin hayatları müzikle okunmaktadır

Mevlit ve İlahiler sadece Anadolu’da uygulanan müzikli anlatımlardır. İslam dininde ölünün ardından mevlit merasimi diye bir uygulama yoktur.

Osmanlı tarihinde ilk Mevlit, 1409-10 yıllarında Bursalı bir fırıncı ustası olan Süleyman Çelebi tarafından yazılmıştır.

     9. Su İçerken Kafanın Elle Desteklenmesi

Bu da bir Şaman geleneği kalıntısıdır. Şöyle ki, su içerken insan akli başından kaçabilir diye kafa elle tutulurmuş.

     10. Mezarlardaki Küçük Suluklar

Mezarların ayak ucunda bulunan küçük suluklar; ruhların susadıkları zaman kalkıp oradan su içmeleri inancına dayanır. Ayrıca kuşların, böceklerin o suluklardan su içmesinin, ölmüş kişinin ruhuna fayda edeceğine inanılır.

Not: Şaman kültüründe, ayinlerde kullanılan yardımcı ruhlar, kuş biçiminde tasvir edilmişlerdir. Kuş biçiminde düşünülen bu ruhlar Şamanlara, gökyüzüne yapacakları yolculukta yardımcı olmaktadır.

     11. Yukarıda Allah Var

Tengrizm inancından kalmıştır. Bu anlayıştan dolayı dua ya da işaret ederken eller gökyüzüne açılır.

     12. Sağ Ayak

Kapıdan çıkarken sağ ayağın önde olması da Şaman kültüründen kalma bir ritüeldir. Sol ayakla geçmenin kişiye uğursuzluk getireceğine inanılır.

     13. Su Dökerek Uğurlama

Şaman kültüründeki suyun kutsallığı olgusunun doğurduğu adettir. Su berekettir, kutsaldır. “Su gibi çabuk dön, ak geri gel, ak çabuk, kazasız belasız git” demek için su dökülür gidenin arkasından.

     14. Türbelere, Ağaçlara, Çalılara Bez ve Çaput Bağlamak

Şamanizm inancında dilek dileme şekli. Küçük kumaş parçaları genel olarak ağaçlara çok önem verildiğinden ve yaşamın sembolü kabul edildiğinden ve yaşam üzerinde muazzam etkileri olduğu düşünüldüğünden, bunların dallarına bağlanır ve dileğin gerçekleşmesi beklenir.

Günümüz Türkiye’sinde bu eski gelenek halen devam etmektedir. Temelinde ise doğadaki her varlığın bir ruhu olduğu inancı yatmaktadır.

     15. Tahtaya Vurmak

Eski Türkler göçebe oldukları için, daha önce girmedikleri ormanlara girerken, ormandaki kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurup bağırarak gürültü çıkarırlarmış. Bu davranış aynı zamanda doğa ruhlarına kötü olayları haber verip, onlardan korunma dilemek amaçlıdır. Tahtaya vurma adeti, sadece Türk kültüründe değil bir çok Avrupa kültüründe de vardır.

     16. Ölünün Ardından Belirli Aralıklarla Toplanmak

Birisi öldükten sonra evinde toplanıp dua okumak, bu toplanma işini 7, 21, 40 günde bir tekrarlamak gibi eylemler de Şaman kültüründen kalmadır.

Eski Türk inanışına göre ruh fiziki bedenini 40 gün sonra terk etmektedir. Vefat edenin “40’ın çıkması” deyimi vardır. Şamanizm’de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın, öteki ruhlar doluşmasın diye insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlar. Anadolu ve Azerbaycan’da bu adetler halen yoğun şekilde sürdürülmektedir. Hz. Muhammed’in hayatında ölü için Kur’an okuma, mezarda Kur’an okuma diye bir şey yoktur. Bunu isteyenlere ölüleriniz için sadece fakirlere, dullara, yetimlere yardım edin demiştir. Buna rağmen Şamanizm ritüeli toplum içerinde baskın çıkmıştır.

     17. Ölen Kişilerin Ardından Yemek ve Helva Yapılması

Yuğ törenlerinden kalma bir Şaman geleneğidir.

     18. Çocuklara Doğadan Esinlenen İsimler Koymak

Orta Asya Toplulukları (Eski Türkler) doğada bazı gizli kuvvetlerin varlığına inanmışlardır. Tabiat güçlerine itikad, hemen hemen bütün halk dinlerinde mevcuttur. Fiziki çevrede bulunan dağ, deniz, ırmak, ateş, fırtına, gök gürültüsü, ay, güneş, yıldızlar gibi tabiat şekillerine ve olaylarına karşı hayret ve korkuyla karışık bir saygı hissi eskiden beri olmuştur. Çocuklarımıza verdiğimiz isimlerin birçoğu da bu derin bağlardan kaynaklanmaktadır.

     19. Ay Dede

Eskiden, Şamanist Türkler, ayın "koruyucu/sahip ruhu"na, "Ay Ata" ya da Ay Dede derlerdi.

Onların Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen kısmı, hala çocuklarına ayı gösterip "ay dede" derler, binlerce yıl önce şamanların yaptığı gibi.

     20. Köpek Ulumasının Uğursuz Sayılması

Şamanizm’de köpek bir ruhun yaklaştığını uzaktan acı ulumayla haber verebilmektedir. Sıradan bir kişinin bu ruhu görmesi; onun pek yakında öleceğine işaret sayılır. Anadolu’nun kimi yerlerinde köpek uluması uğursuz sayılmaktadır. Köpeklerin bazı olayları önceden algıladıklarına ve bunu uluyarak anlattıklarına inanılır.

     21. Ölen kişinin üzerine bıçak konulması

Şamanizm’de demirin kutsal olduğu düşünülür ve kötü ruhları kaçırdığına inanılır.

     22. Akdeniz-Karadeniz

Şamanist dönemde, Türkler için her yönün bir renk simgesi vardı. Kuzeyin simgesi kara, Batı'nın simgesi ak renkti. Bu yüzden kuzeyimizdeki denizin adı Karadeniz, batımızdaki denizin adı "Akdeniz"dir.

Not: Atatürk'ün "ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir" dediği deniz, Ege'dir. Cumhuriyet döneminde basılan harita ve atlaslarda yer alan Ege Denizi’nin XV. yüzyıl sonrası Osmanlı İmparatorluğu dönemi haritalarındaki adı Akdeniz ( Bahr-ı Sefid )’dir. Ege (Aegean) deyimi, Yunan mitolojisinden kaynaklanmaktadır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.