ESNAFIMIZ VE BAKIRKÖY'Ü YÖNETENLER BİR KEZ DAHA DÜŞÜNSÜNLER.

Biz eskiden Bakırköy’de hemen hemen esnafların çoğunu tanırdık, herkesin mahallesine göre kasabı, manavı, ciğercisi, balıkçısı ve bakkalı vardı.

Alışveriş yaparken aklımıza hile-hurda gelmeden, komşu sohbeti yapa yapa alışverişimizi yapar veya sipariş verirdik. Kartaltepe’de ya da, Yeşilköy’de Pazar kurulur herkes buralara giderdi. Pazarlarda da aşırı fiyat yâda terazi hilesi konuşulmazdı. Bakırköylüler ise öyle zırt pırt belediyeden birçok şey beklemezdi, çöpü alınsın, Yağmurda kanalları tıkanmasın etraf ve yollar temiz olsun diye bakılırdı. Bakırköylünün çoğunda kamudan yer kapmak, mülkiyetçilik, belediye olanaklarından köşe dönmek ve fırsatçılık yoktu. Belediye mensupları ve çalışanlarda ise bir takım ruhu ve dostluk vardı. Bakırköy Halkı Belediye personelinin çoğunu tanırdı. Dedikodudan çok iş yetiştirme, daha çok yol ve asfalt yapma, daha tasarruflu kamu yönetimi esas alınırdı. Daha sonra pazarlar çoğaldı, Bakkallar markete, marketler Avm’lere dönüştü nüfus ve betonlaşma arttıkça Bakırköy ün yerli esnafı mağdur olmaya başladı. Hele 9 Avm ve dev marketler Bakırköy’ü tıka basa doldurunca birçok eski ve namuslu esnafımız battı yâda iştigal alanını değiştirmek zorunda kaldı. Belediyemize ise 2004 yılından sonra öyle bir zihniyet ve üslup geldi ki, gayrı sıhhi müesseselerden ve otoparklardan ellerinde telsizle cayır cayır para toplamaya başladılar. Eş, dost, hatır yâda usul, teamül falan kalmadı. Bakırköylü Belediyesine giremez hale geldi, Pazarlarımıza ise farklı kökenli esnaflar hakim oldu. Fırsatçılık, sahte indirim kampanyaları, çarşılarda yeşil alanları ve kamu alanlarını işgal etmek, bunun için avanta vermek, Belediyeden büfeler veya çay Bahçeleri kapmak, Belediyeye sahte belge sunmak, vergi kaçırmak, Mübarek ramazan ve Kutsal bayramlarda bile halkı kazıklamak için hemen fiyatları fırlatmak adeta olağanlaşmaya başladı ve bu giderek alışkanlık haline getirildi. 2004 ten sonraki her iki Belediye yönetimlerinde ise Bakırköylü çalışanlar ve dürüst işi iyi bilen personel hızla azaldı. 2014 ten sonra Bakırköylü artık tamamen dışarıdan getirilen ve yetersiz bir personelle yönetilmeye başladı. Bakırköy halkı kendi Belediyesini tanıyamaz hale geldi. Zabıta teşkilatı, hem belediyenin dışarıya görünen yüzü hemde kolluk gücü ve disiplini sağlayan adaletli bir birim olması gerekirken, son dönemlerde artık esnafa ‘’ürünler aşırı pahalı neden böyle’’ dediğiniz zaman “ Napalım abla Belediye her gün bizden para toplatıyor. Şikâyetleri yoğunlaştı. Dükkân önleri, Çarşı içleri, yeşil alanlarımız, Kaldırımlarımız her yer tıka basa işgale verilmeye, parklarımız ticarethaneye çevrilmeye başlandı. Biz Sivil Toplum kuruluşları olarak yapılan birçok yanlışa itiraz edip Suç duyurusu yaptıksa da, iktidar Belediye Başkanının yargılanmasına izin vermedi. Yani Dünya Adaleti zenginden ve güçlüden yetkileri elinde bulunduranlardan yana tecilli etti. Ancak geldiğimiz bu noktada ilahi adalet tecelli etmektedir ve kendi halkını acımasızca kazıklayanlara da halkın verdiği yetkileri kötüye kullanıp rüşvet yiyenlerde, kamu malları üzerinden köşe dönenlere de derin ve iyice düşünülmesi gereken dersler vermektedir. Ne Müslüman ahlakı nede Türk Töreleri kendi din kardeşini kazıklamayı, onun emanetleri ve malları üzerinden köşe dönmeyi asla kabul etmez. Bu yollarla kazanılan paralar kimseye hayır etmez, bize gelen bilgilere göre birçok Belediye çalışanı covit salgının pençesinde birçok Esnaf’ta işsiz ve parasız durumda imişler. Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin ama ataları Ahi Evran terbiyesiyle ticaret yapmış bir neslin devamı olan esnafımızın yanlış yapanlarının tümü de kamu görevlilerinin tümüde oturup derin derin bir kez daha düşünsünler ve nedamet getirsinler. Ülker DURUKAN Bakırköy STK Platformu Onursal Başkanı.