Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

ÇOKLU BARO, SİYASET, DOKUZ IŞIK...

30.06.2020 - 12:12, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

ÇOKLU BARO, SİYASET, DOKUZ IŞIK...

Barolar; kuruluş ve yapıları Anayasanın 135. Maddesi ile belirlenmiş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. AKP çoklu baro düzenlemesi ile yapıyı bozup kendine bağlı ya da yakın barolar hedefleyerek siyasi bir hamle yapmaktadır.
Barolar; kuruluş ve yapıları Anayasanın 135. Maddesi ile belirlenmiş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. AKP çoklu baro düzenlemesi ile yapıyı bozup kendine bağlı ya da yakın barolar hedefleyerek siyasi bir hamle yapmaktadır. CHP’de “bizim avukatlar sahaya, baroların çoğunu da biz kazanıyoruz zaten” diyerek karşı kutup oluşturmuştur. Bu değişiklik teklifine tüm barolar karşı çıkıyor. Bireysel olarak da iş referanduma gitse avukatların 90’ından fazlası çoklu baroya hayır diyecektir. Hukuki, sosyolojik, siyasi olarak bu değişikliğin hiçbir gerekliliği yoktur. Kanun değişiklikleri esasen bir ihtiyaç veya gereklilikten dolayı yapılır. Konu siyaset üstü olmalıydı, ya da avukatlar da sürece dahil edilmeliydi. Ancak her zamanki gibi iş kutuplaşmaya gitti ve siyasallaştı. Meslekte yirmi bir yılımı doldurdum. Bu baro seçimlerini de biraz meraklı bir avukat olarak yıllardır bazen kıyısından bazen bizzat iştirak ederek takip ederim. Yani bunca yılık avukat olarak çoklu baro değişikliğini yanlış buluyorum. Keşke siyasi bir tartışma olmasaydı... Madem oldu o zaman siyasi bakışımız ne olmalı, mensubu bulunduğum ideolojik hareketin, ülkücülüğün, doktrini Dokuz Işık açısından mesele nasıl yorumlanmalı? Dokuz Işık’ın maddelerinden biri “toplumculuk”tur. Toplumculuk; ülkücü dünya görüşünün toplumsal, siyasal yapılanmasına dair bir tespit yapar ve ideal çizer. Bizler hukukçu olarak kanunları ruhu ve lafzı ile yorumlarız. Dokuz Işık'ta toplum altı temel mesleki gruba ayrılır. Bunlardan biri de ''serbest meslek'' mensuplarıdır(1) Avukatlık da bir serbest meslektir. Milli demokraside milleti meydana getiren zümreler ... serbest meslek mensupları birlikte korunur.(2) Bir ülkenin gerçekten demokratik olması için siyasi kültürel ve iktisadi kararların alınmasına bütün milletin ... serbest çalışanların katılması lazımdır.(3) Demokratik milliyetçi devlette milleti meydana getiren fert ve SOSYAL GRUPLAR kendi kaderlerini kendileri çizer,devlet yönetimine etkili bir şekilde katılır.(4) Bütünleşmenin gerçekleşebilmesi kararlara katılabilmekle olur. Katılma sosyal dilimlerin kendi bağımsız teşkilatlarını kurmalarını gerektirir. Her sosyal dilim kendi teşkilatı içinde ve bunun aracılığı ile alınacak kararlara etkili bir biçimde katılma imkanı bulur. Teşkilatsız sosyal dilimler kendi teşkilatlarını savunamazlar. Bu ise kendilerini ilgilendiren kararlara katılmamaları ve dolayısı ile başka bir sınıf veya tabakanın diktasına tabi olmaları sonucunu doğurur. Artık burada bütünleşmeden değil, ancak bölünmeden söz edilebilir.(5) Bu sistemde işverenler bulundukları yerde kurulmuş olan meslek teşekküllerine üye olmak zorundadır. BU ÜYELİK TEKLİK VE MECBURİLİK İLKESİNE DAYANIR.Böylece kapitalistlerin aynı yerde İKİNCİ BİR MESLEKİ KURULUŞ KURMALARI MÜMKÜN OLAMAYACAĞI GİBİ MEVCUT KURULUŞA ÜYE OLMAYAN DA MESLEK VE SANATINI İCRA EDEMEZ.(6) Her birlik siyasi iktidara karşı BAĞIMSIZ ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLİĞİNİ HAİZ OLACAKTIR(7). Buna göre eğer ülkücü, MHP'li bir açıdan meseleye bakacaksak Dokuz Işık Doktrini bunu söylüyor. Ben yine de son tahlilde bu avukatların meselesidir, siyaset ayrı meslek teşkilatımız ayrıdır, siyasetçilerin yönlendirmesi ile değil, hukuk, vicdan, akıl penceresinden bakalım diyorum. Kaynak: Milli Doktrin Dokuz Işık;Alparslan Türkeş, Genişletilmiş Birici Baskı, Hamle Yayınevi(1)87, (2)259, (3)263, (4)265), (5)281,282, (6)320,(7)321shf.  Av. İzzet Cemal FİDAN
Barolar; kuruluş ve yapıları Anayasanın 135. Maddesi ile belirlenmiş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. AKP çoklu baro düzenlemesi ile yapıyı bozup kendine bağlı ya da yakın barolar hedefleyerek siyasi bir hamle yapmaktadır.

Barolar; kuruluş ve yapıları Anayasanın 135. Maddesi ile belirlenmiş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. AKP çoklu baro düzenlemesi ile yapıyı bozup kendine bağlı ya da yakın barolar hedefleyerek siyasi bir hamle yapmaktadır. CHP’de “bizim avukatlar sahaya, baroların çoğunu da biz kazanıyoruz zaten” diyerek karşı kutup oluşturmuştur. Bu değişiklik teklifine tüm barolar karşı çıkıyor. Bireysel olarak da iş referanduma gitse avukatların 90’ından fazlası çoklu baroya hayır diyecektir. Hukuki, sosyolojik, siyasi olarak bu değişikliğin hiçbir gerekliliği yoktur. Kanun değişiklikleri esasen bir ihtiyaç veya gereklilikten dolayı yapılır. Konu siyaset üstü olmalıydı, ya da avukatlar da sürece dahil edilmeliydi. Ancak her zamanki gibi iş kutuplaşmaya gitti ve siyasallaştı. Meslekte yirmi bir yılımı doldurdum. Bu baro seçimlerini de biraz meraklı bir avukat olarak yıllardır bazen kıyısından bazen bizzat iştirak ederek takip ederim. Yani bunca yılık avukat olarak çoklu baro değişikliğini yanlış buluyorum. Keşke siyasi bir tartışma olmasaydı... Madem oldu o zaman siyasi bakışımız ne olmalı, mensubu bulunduğum ideolojik hareketin, ülkücülüğün, doktrini Dokuz Işık açısından mesele nasıl yorumlanmalı?
Dokuz Işık’ın maddelerinden biri “toplumculuk”tur. Toplumculuk; ülkücü dünya görüşünün toplumsal, siyasal yapılanmasına dair bir tespit yapar ve ideal çizer. Bizler hukukçu olarak kanunları ruhu ve lafzı ile yorumlarız. Dokuz Işık'ta toplum altı temel mesleki gruba ayrılır. Bunlardan biri de ''serbest meslek'' mensuplarıdır(1)
Avukatlık da bir serbest meslektir. Milli demokraside milleti meydana getiren zümreler ... serbest meslek mensupları birlikte korunur.(2)
Bir ülkenin gerçekten demokratik olması için siyasi kültürel ve iktisadi kararların alınmasına bütün milletin ... serbest çalışanların katılması lazımdır.(3)
Demokratik milliyetçi devlette milleti meydana getiren fert ve SOSYAL GRUPLAR kendi kaderlerini kendileri çizer,devlet yönetimine etkili bir şekilde katılır.(4)
Bütünleşmenin gerçekleşebilmesi kararlara katılabilmekle olur. Katılma sosyal dilimlerin kendi bağımsız teşkilatlarını kurmalarını gerektirir. Her sosyal dilim kendi teşkilatı içinde ve bunun aracılığı ile alınacak kararlara etkili bir biçimde katılma imkanı bulur. Teşkilatsız sosyal dilimler kendi teşkilatlarını savunamazlar. Bu ise kendilerini ilgilendiren kararlara katılmamaları ve dolayısı ile başka bir sınıf veya tabakanın diktasına tabi olmaları sonucunu doğurur. Artık burada bütünleşmeden değil, ancak bölünmeden söz edilebilir.(5)
Bu sistemde işverenler bulundukları yerde kurulmuş olan meslek teşekküllerine üye olmak zorundadır. BU ÜYELİK TEKLİK VE MECBURİLİK İLKESİNE DAYANIR.Böylece kapitalistlerin aynı yerde İKİNCİ BİR MESLEKİ KURULUŞ KURMALARI MÜMKÜN OLAMAYACAĞI GİBİ MEVCUT KURULUŞA ÜYE OLMAYAN DA MESLEK VE SANATINI İCRA EDEMEZ.(6)
Her birlik siyasi iktidara karşı BAĞIMSIZ ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLİĞİNİ HAİZ OLACAKTIR(7).
Buna göre eğer ülkücü, MHP'li bir açıdan meseleye bakacaksak Dokuz Işık Doktrini bunu söylüyor. Ben yine de son tahlilde bu avukatların meselesidir, siyaset ayrı meslek teşkilatımız ayrıdır, siyasetçilerin yönlendirmesi ile değil, hukuk, vicdan, akıl penceresinden bakalım diyorum.
Kaynak:
Milli Doktrin Dokuz Işık;Alparslan Türkeş, Genişletilmiş Birici Baskı, Hamle Yayınevi(1)87, (2)259, (3)263, (4)265), (5)281,282, (6)320,(7)321shf.

 Av. İzzet Cemal FİDAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.