Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

BAKIRKÖY'DE MEMUR-İŞÇİ-SÖZLEŞMELİ UÇURUMU...

BAKIRKÖY 27.11.2020 - 16:06, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

BAKIRKÖY'DE MEMUR-İŞÇİ-SÖZLEŞMELİ UÇURUMU...

Son 4 yılda Belediyenin borç stok tutarının hızlı bir şekilde ve artan oranlarla yükseldiği acı bir gerçektir. Bunun başlıca sebebi ise, kamuya olan borçların zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi ek yükümlülüklerdir. Üstüne birde, son yıllarda imzalanan toplu iş sözleşmeleri ile işçi-memur ücretlerine yapılan zamların, Belediyenin genel mali tablosuyla ters orantılı olması borç stokunu daha da artırmış, Belediyenin borçlarının ödenebilir olmaktan çıkmasına yol açmıştır.
Değerli okurlar; Tüm Bel-Sen yönetici ve üyeleri yaklaşık 3 aydır toplu sözleşme için meydanda eylem yapmaktalar. Peki, Tüm Bel-Sen Eyleminde Haklı mı? Memur maaşlarına yıllar itibariyle yapılan ve yapılacak zamlar merkezi hükümet ve memur sendikaları arasında imzalanan toplu sözleşme ile tespit edilmektedir. Mahalli idareler ile sendikalar arasında yapılan toplu iş sözleşme görüşmelerinde idareler, kurumun mali durumunu ve personel arasında adaletli ücret dağılımını gözetmek suretiyle kendi sınırlarını belirlerler. Bugüne kadar, işçi ücret ve sosyal haklarının çok yüksek seviyelerde belirlenmesi memur ve işçi arasındaki gelir dağılımını da son derece adaletsiz bir hale getirmiştir. Bu bağlamda ilk olarak, Belediyede görevli memur ve kadrolu işçi personel arasındaki uçurumdan bahsetmek yerinde olacaktır. Belediye de en düşük yevmiyeyle çalışan işçinin aylık ortalama geliri, en düşük maaşla çalışan memurun aylık ortalama gelirinin iki katından daha fazladır. Oysa ki adaletli olan, ücretlerin görev, yetki ve sorumluluklarla orantılı olmasıdır. Örneğin, Belediyede birim amirleri olan müdürlerin idari, hukuki ve mali olmak üzere birçok sorumluluğu bulunmaktadır. Biriminin çalışmalarından ve işleyişinden üst yöneticiye karşı sorumlu olan müdürler aynı zamanda harcama yetkilisi sıfatıyla imzaladığı bütün ödemelerin de mali sorumluluğunu üstlenmektedirler. Durum böyleyken; Belediyede en düşük yevmiyeyle çalışan ve idari ve mali olarak hiçbir sorumluluğu bulunmayan işçinin aylık gelirinin, müdür kadrosunda görev yapan memur personelin aylık gelirinden yüzde 30 fazla olmasının adaletli bir ücret dağılımı olduğunu söylemek gülünç olur. Aynı şekilde hizmet alımı usulü ile Belediyede çalıştırılan personel ile kıyaslandığında ücret sistemindeki çarpıklık daha da belirginleşmektedir. Aynı birimde aynı görevi yapan iki işçiden kadrolu olanının aylık geliri, hizmet alımı ile çalıştırılan işçinin gelirinin 4 katına kadar çıkabilmektedir. Özellikle hizmet alımı usulü ile çalıştırılan işçilerle yapılan kıyaslama neticesinde kadrolu işçiler için belirlenen ücretlerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması ilkesiyle bağdaşmadığı açıkça görülmektedir. Zira aynı işi beşte bir ücretle yapan çok sayıda işçi varken, Belediyenin kadrolu işçilerine beş katı ücret ödemesi kamu kaynağının israfına yol açmaktadır. Kısacası; Belediyede görevli kadrolu işçilerin mevcut ücret ve diğer mali haklarının Belediye'nin mali tablolarını olumsuz etkilediği ayan beyan ortadadır. Tüm Bel-Sen ile yapılacak toplu iş sözleşmeleri ile belirlenecek ücret artışlarında Belediye'nin mali durumu ve tüm Belediye çalışanları için adil bir ücret dağılımının gözetilmesi bence en uygun olanıdır. Böl-parçala-yönet zihniyetinin devrimci ahlaka ters düştüğünü en iyi bilen sayın Kerimoğlu’nun, toplu sözleşme konusunu öncelikli olarak çözeceğine inancım tamdır.   Borç stokunun azaltılmasıyla ilgili naçizane birkaç öneri sunacak olursak; Temizlik işçileri ve güvenlikçilere alınan-alınacak olan iş elbiselerinin ihalesini kim yapıyor ve bu ihaleler acaba yine M. Albaya mı veriliyor araştırılmalıdır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 21 E maddesine göre yapılan ihaleleri sayın başkan acilen tek tek incelemeli ve ihalelerle ilgili farklı firmalardan fiyat alarak belediyenin kazıklanıp kazıklanmadığına bakmalıdır. Yine aynı şekilde, Hukuk İşleri Müdürlüğünün aylık masrafının, ‘’resmi makbuzsuz’’ olan kısmı var ise bununda hesabını sormalıdır. Bakırköy Belediyesine ait olan 39 gayrimenkulden işe yaramayanlar varsa bunların derhal satışının yapılarak belediyeye gelir getirmesi sağlanmalıdır. Not: Geçtiğimiz günlerde, Belediye Başkan yardımcısı Bahri Bellek ile BYUAŞ müdürü Yalçın Yazıcı arasında neden ağız dalaşı olmuş, yazdığım yazılar yüzünden mi birbirlerini suçlamışlar merak ettim.
Son 4 yılda Belediyenin borç stok tutarının hızlı bir şekilde ve artan oranlarla yükseldiği acı bir gerçektir. Bunun başlıca sebebi ise, kamuya olan borçların zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi ek yükümlülüklerdir. Üstüne birde, son yıllarda imzalanan toplu iş sözleşmeleri ile işçi-memur ücretlerine yapılan zamların, Belediyenin genel mali tablosuyla ters orantılı olması borç stokunu daha da artırmış, Belediyenin borçlarının ödenebilir olmaktan çıkmasına yol açmıştır.

Değerli okurlar; Tüm Bel-Sen yönetici ve üyeleri yaklaşık 3 aydır toplu sözleşme için meydanda eylem yapmaktalar.

Peki, Tüm Bel-Sen Eyleminde Haklı mı?

Memur maaşlarına yıllar itibariyle yapılan ve yapılacak zamlar merkezi hükümet ve memur sendikaları arasında imzalanan toplu sözleşme ile tespit edilmektedir. Mahalli idareler ile sendikalar arasında yapılan toplu iş sözleşme görüşmelerinde idareler, kurumun mali durumunu ve personel arasında adaletli ücret dağılımını gözetmek suretiyle kendi sınırlarını belirlerler.

Bugüne kadar, işçi ücret ve sosyal haklarının çok yüksek seviyelerde belirlenmesi memur ve işçi arasındaki gelir dağılımını da son derece adaletsiz bir hale getirmiştir. Bu bağlamda ilk olarak, Belediyede görevli memur ve kadrolu işçi personel arasındaki uçurumdan bahsetmek yerinde olacaktır. Belediye de en düşük yevmiyeyle çalışan işçinin aylık ortalama geliri, en düşük maaşla çalışan memurun aylık ortalama gelirinin iki katından daha fazladır. Oysa ki adaletli olan, ücretlerin görev, yetki ve sorumluluklarla orantılı olmasıdır.

Örneğin, Belediyede birim amirleri olan müdürlerin idari, hukuki ve mali olmak üzere birçok sorumluluğu bulunmaktadır. Biriminin çalışmalarından ve işleyişinden üst yöneticiye karşı sorumlu olan müdürler aynı zamanda harcama yetkilisi sıfatıyla imzaladığı bütün ödemelerin de mali sorumluluğunu üstlenmektedirler. Durum böyleyken; Belediyede en düşük yevmiyeyle çalışan ve idari ve mali olarak hiçbir sorumluluğu bulunmayan işçinin aylık gelirinin, müdür kadrosunda görev yapan memur personelin aylık gelirinden yüzde 30 fazla olmasının adaletli bir ücret dağılımı olduğunu söylemek gülünç olur.

Aynı şekilde hizmet alımı usulü ile Belediyede çalıştırılan personel ile kıyaslandığında ücret sistemindeki çarpıklık daha da belirginleşmektedir. Aynı birimde aynı görevi yapan iki işçiden kadrolu olanının aylık geliri, hizmet alımı ile çalıştırılan işçinin gelirinin 4 katına kadar çıkabilmektedir.

Özellikle hizmet alımı usulü ile çalıştırılan işçilerle yapılan kıyaslama neticesinde kadrolu işçiler için belirlenen ücretlerin kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması ilkesiyle bağdaşmadığı açıkça görülmektedir. Zira aynı işi beşte bir ücretle yapan çok sayıda işçi varken, Belediyenin kadrolu işçilerine beş katı ücret ödemesi kamu kaynağının israfına yol açmaktadır.

Kısacası; Belediyede görevli kadrolu işçilerin mevcut ücret ve diğer mali haklarının Belediye'nin mali tablolarını olumsuz etkilediği ayan beyan ortadadır. Tüm Bel-Sen ile yapılacak toplu iş sözleşmeleri ile belirlenecek ücret artışlarında Belediye'nin mali durumu ve tüm Belediye çalışanları için adil bir ücret dağılımının gözetilmesi bence en uygun olanıdır.

Böl-parçala-yönet zihniyetinin devrimci ahlaka ters düştüğünü en iyi bilen sayın Kerimoğlu’nun, toplu sözleşme konusunu öncelikli olarak çözeceğine inancım tamdır.

 

Borç stokunun azaltılmasıyla ilgili naçizane birkaç öneri sunacak olursak; Temizlik işçileri ve güvenlikçilere alınan-alınacak olan iş elbiselerinin ihalesini kim yapıyor ve bu ihaleler acaba yine M. Albaya mı veriliyor araştırılmalıdır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 21 E maddesine göre yapılan ihaleleri sayın başkan acilen tek tek incelemeli ve ihalelerle ilgili farklı firmalardan fiyat alarak belediyenin kazıklanıp kazıklanmadığına bakmalıdır.

Yine aynı şekilde, Hukuk İşleri Müdürlüğünün aylık masrafının, ‘’resmi makbuzsuz’’ olan kısmı var ise bununda hesabını sormalıdır.

Bakırköy Belediyesine ait olan 39 gayrimenkulden işe yaramayanlar varsa bunların derhal satışının yapılarak belediyeye gelir getirmesi sağlanmalıdır.

Not: Geçtiğimiz günlerde, Belediye Başkan yardımcısı Bahri Bellek ile BYUAŞ müdürü Yalçın Yazıcı arasında neden ağız dalaşı olmuş, yazdığım yazılar yüzünden mi birbirlerini suçlamışlar merak ettim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.