İlçemizde yılan hikayesine dönüşen ‘’Kentsel dönüşüm’’le ilgili en büyük korkumu sizlerle paylaşayım. Bakırköy Belediye Meclisi, büyükşehir belediyesi tarafından yapılan nazım imar planlarını ilçenin dört mahallesinde de +1 kat artışlı yapması yönündeki teklifini oy birliği ile İBB’ye gönderdi. Son belediye meclis toplantılarında konuşulanlara bakarsak; bu işin sonunda Şenlikköy, Basınköy, Yeşilköy, Yeşilyurt mahalleleri +1 kattan faydalanacak ve yıllarca mücadele veren 7 mahallenin beklentisi ise plan notları dışında(mevcutun korunması) başka bahara kalacak. Hemde, MHP ve AK Partili meclis üyelerinin yedi mahalle için + 1 kat çıkması yönünde verdikleri mücadelelere rağmen.. Aslında sebebini hepiniz tahmin edebilirsiniz ama inanmak istemezsiniz. 

Biraz mizahla devam edelim. Kara Ambar Kamyoncular Derneğinin bu yıl düzenlemiş olduğu, ‘’2020 Yılı En Başarılı Belediye Başkanı’’ ödülü sahibini buldu(!) Her yıl ülkemizin en başarılı belediye başkanını seçen Kara Ambar Kamyoncular Derneği yaptığı basın açıklamasında; ‘’Tek Rakibim Honolulu Belediyesi’’, ‘’Asfalt Var da Biz mi İçtik’’, ‘’Yaptığımız Projemiz Yok ki, Yıkılacak Diye Korkalım’’, ‘’Otopsi İstiyorum, 2019 Seçimlerinde Oylarım Kendi Kendine Yok Olamaz’’, ‘’Belediye Başkanıyım Sendikaların Hastasıyım’’ gibi meşhur sözlerin yaratıcısı Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun, kamyoncuların tüm oylarını alarak birinci olduğunu duyurdu(!) Kuru fasulye-pilavın gırla gittiği ödül töreninden hemen sonra üye kartını da alan sayın Kerimoğlu’nu, ilçemize de müsait olduğunda yapmaya niyeti olduğu katkılardan dolayı tebrik ediyoruz. Bir tebrikte, çevre çöpten geçilmezken, Bokaşi yöntemini Bakırköy’ümüze kazandırmak için verdiği mücadeleye. (Gülmeyin başkan bu konuda çok ciddi, valla yeminnen)

Dün, ‘’Milliyetçilik ve Türklük hastalıktır’’ diyen Levent Gültekin isimli şahsın darp edilmesini protesto eden ve kendilerini CHP Bakırköy ilçe temsilcileri olarak tanıtan 25 kişilik grup Halk Tv önünde eylem yaptı. (Ben Milliyetçilik ve Türklük hastalığına, Ne Mutlu Türküm diyen ulu Önder Atatürk’ü tanıdığımdan beri yakalandım, Tanrı şifamı vermesin)  
5000 üyesi olan CHP Bakırköy ilçe başkanlığının 4975 üyesi, bu eylemin şov amaçlı olması ve geçmişinde FETÖ’ye methiyeler yağdıran kişiye destek vermenin parti ilkelerine aykırı olmasından dolayı o talihsiz eyleme katılmadı. Özellikle, ‘ilçe başkanı olacağım’ diye yanlış zamanlarda yanlış hayaller kuran bayan yöneticinin orada olması ise içler acısı bir durumdu.  Taşıma oylarla CHP ilçe başkanlığını kazanan yönetime, lütfen partinin 6 okundan birinin MİLLİYETÇİLİK olduğunu hatırlatın. Başbuğumuz Atatürk’ün gençliğe hitabesinin, ‘’EY TÜRK GENÇLİĞİ’’ diye başladığını da hatırlatın. Hatta, gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olanlara karşı, ‘’Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!’’ sözüyle Türk Gençliğini göreve çağırdığını da hatırlatın. Elbette hukuk çerçevesinde ve bilimle-akılla…
Neyse, bu ülkede yeni CHP tarafından çok yakında, ‘’Kahrolsun Faşizim, Yaşasın Fetöizm’’ sloganları atılırsa hiç şaşırmam.

Bakırköy Belediyesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle sosyal medyasından yayınladığı mesajda, ‘Üst Düzey Yöneticilerimizin yüzde 70’i kadın’’ diyerek övünmüş. Keşke öyle olsa fakat, Bakırköy belediyesinin başkan yardımcıları erkek, uzun zamandır gitmedim ama meclis başkanvekili de erkek diye biliyorum. 20 müdürden 7’si kadın, 8’i erkek, belediyenin sitesine baktığımızdaysa bir müdür ise meçhul… Bu, yüzde 70 kadını kim nasıl hesapladı pes doğrusu… Yok hani, erkek üst düzey çalışanlarla ilgili bilmediğimiz başka bir şey varsa açıklayın. Ayrıca, 2200 kişinin çalıştığı belediyede müdürlük yapacak kimse yok mu ki, aynı kişilere ikişer müdürlük verilmiş!

Şimdilerde herkes birbirine soruyor, ‘’Bakırköy 7 yılda bu hale nasıl geldi’’ diye… 5 yıl kötü yönetilen Bakırköy’de, aynı aday’a tepki göstermek yerine oy verip, nasıl bir şey bekliyordunuz çok merak ediyorum…
Değerli okurlar; Bakırköy’de yatırım amaçlı alınan ev, arsa gibi gayrimenkullerin yanı sıra yeni bir yatırım aracı daha doğdu. Belediyeden çok düşük bir bedelle elde edilen pazar tezgâhları… Bildiğiniz gibi Bakırköy Belediyesi, pazar tezgâhlarının kiralanması işini de meclis kararıyla BYUAŞ’a vermişti.

NE EURO, NE DOLAR… YENİ YATIRIM ARACI PAZAR TEZGÂHI
Sahipleri arasında sanatçılar, iş adamları, müteahhitler de olan Pazar tezgâhları babadan oğula devredilebiliyor.
Pazar tahtalarını işletmeyen genç kuşaklar, bu tahtaları günlük, haftalık ya da aylık olarak pazarcı esnafına kiralıyor. 1,5 metre tahtanın günlük ortalama kiralama bedeli  ise 150 ile 300 lira arasında değişiyor. 
Öte taraftan yasak olmasına rağmen sıkça görülmeye başlayan pazar tahtası kiralamaları artık internet üzerinden de yapılıyor. Çeşitli ilanlarla pazar tahtası sahipleri günlük, aylık ya da yıllık olarak tezgâhlarını kiralıyor ya da satışa çıkarıyor. 
Tezgâhları kiralayan pazarcı esnafı ise kira bedellerinin yüksek olduğunu, adeta yatırımcılar için çalıştıklarını ve bu yüzden kar elde edemediklerini belirtiyor. Tekstil satışı yapan bir pazarcı, "Bazıları kendine meslek etmiş bu işi. Her pazarda 8-10 tahtası var. Evde oturup kira geliri elde ediyor. Pazar tezgâhları yerine göre değişiyor. Örneğin Bakırköy'de tahta kirası 300-400 lira. Tahta sahibi burası için belediyeye senelik 250 tl işgaliye ödüyor. 

KONUYLA ALAKALI UZMANLAR NE DİYOR?

Bu durumun yasal olmadığını ve haksız kazanç elde edildiğini ifade eden Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen, "Bu yerlerin kiralanması yani tahsisi olsa da bunlar sınırlı ayni hak niteliğinde. Yani kimlere tahsis edilmişse onlar bu yerlerin mülk sahibi oluyorlar. Buradaki sorun şu; kimlere tahsis edilmiş ya da kiralanmışsa bu kişiler tarafından bizzat kullanılması gerekirken başkalarına el altından kiralandığını görüyoruz. Bir de kayıt dışılık var. Buradan ticari kazançlar elde ediliyor. Kişiye belediye encümeninden kiralanmış ya da tahsis edilmiş ama bunu kendisi işletmiyor. Bunu başkalarına kiralama yoluyla kazanca çevirmiş. Alt kiracılık, taksi plakalarının kiralanması gibi. Elbette bunun önüne geçilmesi lazım" dedi.
Denetimlerin de yetersiz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şen, "Kanundaki hüküm net. Kanun diyor ki, 'Kim kiralamışsa, kime tahsis edilmişse bizzat o işletip kullanabilir'. Ancak zabıta tarafından, belediye encümeni tarafından pazar yerlerinin kontrolü yapılmadığından bu tespitler izlenemiyor. Haksız kazanç durumu var. Ya tekrar yasa düzenlenmesine gidilmeli ya da kime tahsis edilmişse bizzat o kişi tarafından işletilip işletilmediği kontrol edilmeli. İzinsiz kullanımlar varsa başkalarına kullandırma varsa bunların ruhsatlarının tahsislerinin iptal edilmesi gerekir. Bu kadar nettir" diye konuştu.
Kiralamanın yanı sıra tezgâh satışı ya ve devri konusunda uyarılarda bulunan Esenler Belediyesi Başkan Yardımcısı Avukat Osman Gökçebaş ise, "Bu işi ranta çeviren esnaf olabiliyor. Devralan vatandaşlar şunu bilmeli; bu pazar yerleri ilanihaye devam etmeyebilir. Belediye meclisi pazar yerini küçültebilir, tahtaları iptal edebilir ya da pazar yerini tamamen kapatabilir. Bahsedilen yüklü miktarlardaki bedelleri ödemesi durumunda neyle karşılaşacağını bilemeyebilir ve mağduriyet yaşayabilir. 'Hava parası' dediğimiz şey yasal olmayan bir şey. Vatandaşlar kendi arasında gayri resmi olarak bu tür işlere girebiliyorlar. Zaman zaman mağduriyetler de yaşanabiliyor. Kayıtlı esnaf dışında başka esnaf tarafından işletilmesi halinde pazar tahtası hakkı belediye encümeni kararıyla iptal edilir" diye konuştu.