AK PARTİLİ BELEDİYE İCRAATA DOYMUYOR...(!)

Ne İbrettir Kızarmak Bilmeyen Çehren, Bırak Kardeşim Tahsili ; Git Önce Edep, Haya Öğren..! Mehmet Akif Ersoy

Değerli okurlar; yerel ve ulusal basına da yansıyan Adalar Belediyesine Silahlı Saldırı olayını sanırım bilmeyeniniz yoktur. Emniyet eski kriminal şube müdürü dostum bir günü bana; her olayı tek tek incelediğimizde maalesef gördük ki yaşanan olaylarda mağdur eden kadar olmasa da, mağdur olanın da suçu var.   Belediye binaları kamuya aittir ve kamuya ait binaya ateş etmek devlete ateş etmek demektir. Bu suçun, sebebi ne olursa olsun affı olamaz. Yaşamının en güzel yıllarını cezaevinde geçirmiş, 70’li yaşında birazcık huzur bulmak, sırf terapi olsun diye başka bir kamu kurumu olan Vakıflardan küçücük yer kiralayıp içerisine hobi amaçlı çiçekler yetiştirmek isteyen insana ZULÜM nasıl yapılır birazda onu konuşalım. Evet, 70 yaşında hayatının son demlerini yaşayan şahıs, Büyükada'da bulunan ve büyük kısmı bitişik binaların işgalinde olan 38 m2 arsayı vakıflardan kiralıyor. Yağmurdan-kardan-güneşten korunmak maksatlı 4 profil demir üstüne 10 m2 lik çardak yapıyor. Yaşlı amcamız yasalardan korktuğundan dolayı, vakıflara müracaat edip arsasına elektrik ve su bağlanması için resmi izin almış. Daha sonra aldığı yasal izinle Adalar Belediyesine müraacat ederek elektrik ve suyunu bağlatmış. Öncesinde mezbelelik olan 38 m2 arsayı temizleyerek çiçekler ekip güzelleştirmiş. Birileri bakmış ki, daha önce çöplük olan yer cennete dönüşmüş hemen burası benim olmalı diyerek çıkar ilişkilerini devreye sokmuş. K.V. Koruma kuruluna derhal şikayet dilekçesi yazılarak kaçak inşaat ihbarı yapılmış. Belediye artık nasıl abarttıysa, Koruma Kurulundan 6101 sayılı karar ile elektrik ve suyun kesilerek yapının yıkılması için yazı çıkmış. Küçücük pergola büyük bir hışımla yıkılarak zavallı adamın elektrik-suyu da kesilmiş. Yıkılan derme-çatma pergole adamın umurunda değil, buna itiraz da etmiyor zaten. Çünkü müteahhit değil işletme kurmayacak. Adamın asıl isyanı, evladı gibi baktığı çiçekler susuzluktan ölecekler. Zaten, 3194 sayılı imar kanununda vakıf taşınmazları ayrı hükümlere tabi… Belediye, yaptığı işlemin yasalara aykırı olduğunu çok iyi biliyor ama hatalarından dönerlerse adamcağızı oradan çıkaramaz, böylece başkasına arsayı peşkeş çekemezler… 70 yaşında ki ihtiyar adama ZULÜM yapanlar, ranta dönüştürdükleri rahat koltuklarında zavallıyı, ‘’senin su işini halledeceğiz’’ diyerek yıllarca oyalayıp dururken bence hiç pişman değillerdir… Hani sıkışınca koşup kanatları altına saklandığımız kanunlarımız var ya… işte o kanunlarımız çok açık… 2863 sayılı yasaya göre Koruma Kurulunun elektrik ve su bağlama-kesme yetkisi yok. Yine ilgili yasanın 9. Maddesine bakıldığında kimin ne yetkisi olduğu açık-seçik ortadayken yapılan işlem cahil cesaretiyle yasaları yok saymaktan başka bir şey değildir. Yine, 3194 sayılı imar kanunun 32 ve 42’nci maddelerine aykırı davranıp kişiyi mağdur ederek, encümen kararı alınmadan yıkım yapılması, elektrik ve suyun kesilmesi TCK 259’a girer. Yani alınan kararların altına imza atanlar görevi kötüye kullanmaktan dolayı yargılanmalıdır. Şimdi Adalar Belediyesi 775 sayılı kanunun 18. Maddesini uyguladık diye mazeret uyduracaklar ama tren çoktan kaçtı…   İki gündür kendi kendime düşünüp duruyorum… 70 yaşında bir ihtiyar… son çare olarak CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na durumunu arzediyor ve gerekenin yapılacağı sözünü alıyor ama onun da kendisini kandırdığını fark etmiş… haklıyken sonunda çıldırıp, asla tasvip etmediğimiz eylemi yaparak haksız duruma düşmüş… kalan ömrünü birilerinin rantı uğruna taş duvarlar içerisinde geçirebilir… bu vatandaşımız bizlerinde babası-amcası-dayısı-abisi olabilirdi. Neyse, Adalarımız maalesef Mustafa Farsakoğlu döneminde VİRÜSE yakalanmıştı. Atilla Aytaç döneminde YOĞUN BAKIMA alınan ilçemiz, Erdem Gül dönemiyle birlikte ENTÜBE olmuş durumda… Ne diyelim, Allah’tan umut kesilmez…