Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

AFET ANLARINDA VE ZOR GÜNLERDE TEK YUMRUK OLMAK.

GÜNDEM 10.11.2020 - 12:14, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

AFET ANLARINDA VE ZOR GÜNLERDE TEK YUMRUK OLMAK.

Bizim en güzel özelliğimiz bu Merhamet, Yardımseverlik ve felaket halinde zor durumdakilere el vermek.
Yaşadığımız depremde bu özelliğimizi kaybetmediğimizi sevinerek gördük. Herkes imkânları ölçüsünde, koştu, yardım etti, el verdi hiçbir şey yapamayan dualarını gönderdi. Aslında Biz Türkler hep zoru başarmış, imkânsızı olağan kılmaya çalışmış bir tarih yazan milletiz. Ancak Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra haçlı zihniyet tarafından camilerimize sokulan ajan imamlar ve Türk diye seçtiğimiz kripto yöneticilerle, ajan tarikatlar, boyalı basın eliyle 40 yıldır üzerimizde yapılan psikolojik savaş ve Kültür emperyalizmi Dinimizi ve tarihimizi değiştirmiş, dilimizi dejenere etmiş, Sanayimizi bir kısmını, Basınımızı da kısmen ele geçirmiştir. Bu kadar kuşatılmış bir toplumda ve bu kadar ağır enflasyon şartlarında toplumun geleneksel ahlakı da erozyona uğramıştır. Örneğin Doktorlarımızın çoğu fahiş vizite ücretleri ve bıçak paraları istemeye, paradan başka konuda sohbet etmemeye başlamışlar, Ataları Ahi Evren terbiyesini esas almış olan esnafımız kutsal saydığımız, bayram, Ramazan ve felaket günlerinde bile acımasızca vatandaşını ve kendi dindaşını kazıklamayı alışkanlık haline getirmiştir. Siyasi hayatta “Bir öğretmen maaşı kadar Milletvekili maaşı veren” Atamızın bir çok öğüdü unutulmuş siyaset adeta köşe dönme ve kamu malı ve halkın verdiği yetkiler üzerinden zengin olmayı alışkanlık ve olağan haline getiren avam insanlarla dışarıdan medet bekleyen kripto siyasiler ve proje partileriyle dolmuştur. Toplum yaşamında Türklere yakışmayan daha yüzlerce yanlış ve bozulmuş hareket örneği ve namussuzlukları sayabiliriz.( Kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, pedofilinin artması, uyuşturucunun yayılması, Adaletin parayla alınıp satılması, Aile içindeki ensest ilişkilerin artması v.b) Oysaki Türk törelerinde bunların hiç birisi ve Namussuzluk kavramı bile yoktur. Aile içindeki esas dürüstlük, hakkaniyet ve sevgi, saygı, çalışkanlık zorluklarla mücadelede elele olmak vardır. Bizim dinimizin temelinde HARAM ve KUL HAKKI yemek yoktur.  Komşusu Açken Tok yatmak yoktur. Herkes gücü ölçüsünde zorda kalanın elinden tutmaya gayret eder. Bunların hepsi o kadar oturmuştu ki yıllarca birlikte barış içinde yaşadığımız azınlıklarımız bile yıllarca aynı davranışları özenerek uygulamışlardır. Geldiğimiz bu noktada bozulan tüm gelenek, töre ve insani değerlerimizin yanı sıra felaket anında tüm gücüyle elele veren bir toplu davranışın bozulmadığını görüp yaşadık. Bu ise şu anda çok kıymetli ve umut verici bir özelliktir. Bunun kıymetini bilmeli, yaşadıklarımızdan ders almalı ve kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmanın çabasını göstermeliyiz. Bu arada deprem anından sonra hızla İzmir’e giden ve fedakârca yıkıntılar üzerinde canla başla çalışan isimsiz kahramanlarımızın hepsine şükran borçluyuz. Allah böyle insanlarımızı korusun ve çoğaltsın, çünkü bu toplumun artık böyle fedakâr ve cesur insanlara ihtiyacı var.   Ülker Durukan Çevre Dostları Derneği Başkanı STK Platformu Onursal Başkanı.
Bizim en güzel özelliğimiz bu Merhamet, Yardımseverlik ve felaket halinde zor durumdakilere el vermek.

Yaşadığımız depremde bu özelliğimizi kaybetmediğimizi sevinerek gördük. Herkes imkânları ölçüsünde, koştu, yardım etti, el verdi hiçbir şey yapamayan dualarını gönderdi.

Aslında Biz Türkler hep zoru başarmış, imkânsızı olağan kılmaya çalışmış bir tarih yazan milletiz.

Ancak Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra haçlı zihniyet tarafından camilerimize sokulan ajan imamlar ve Türk diye seçtiğimiz kripto yöneticilerle, ajan tarikatlar, boyalı basın eliyle 40 yıldır üzerimizde yapılan psikolojik savaş ve Kültür emperyalizmi Dinimizi ve tarihimizi değiştirmiş, dilimizi dejenere etmiş, Sanayimizi bir kısmını, Basınımızı da kısmen ele geçirmiştir.

Bu kadar kuşatılmış bir toplumda ve bu kadar ağır enflasyon şartlarında toplumun geleneksel ahlakı da erozyona uğramıştır.

Örneğin Doktorlarımızın çoğu fahiş vizite ücretleri ve bıçak paraları istemeye, paradan başka konuda sohbet etmemeye başlamışlar, Ataları Ahi Evren terbiyesini esas almış olan esnafımız kutsal saydığımız, bayram, Ramazan ve felaket günlerinde bile acımasızca vatandaşını ve kendi dindaşını kazıklamayı alışkanlık haline getirmiştir.

Siyasi hayatta “Bir öğretmen maaşı kadar Milletvekili maaşı veren” Atamızın bir çok öğüdü unutulmuş siyaset adeta köşe dönme ve kamu malı ve halkın verdiği yetkiler üzerinden zengin olmayı alışkanlık ve olağan haline getiren avam insanlarla dışarıdan medet bekleyen kripto siyasiler ve proje partileriyle dolmuştur.

Toplum yaşamında Türklere yakışmayan daha yüzlerce yanlış ve bozulmuş hareket örneği ve namussuzlukları sayabiliriz.( Kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, pedofilinin artması, uyuşturucunun yayılması, Adaletin parayla alınıp satılması, Aile içindeki ensest ilişkilerin artması v.b)

Oysaki Türk törelerinde bunların hiç birisi ve Namussuzluk kavramı bile yoktur.

Aile içindeki esas dürüstlük, hakkaniyet ve sevgi, saygı, çalışkanlık zorluklarla mücadelede elele olmak vardır.

Bizim dinimizin temelinde HARAM ve KUL HAKKI yemek yoktur.

 Komşusu Açken Tok yatmak yoktur.

Herkes gücü ölçüsünde zorda kalanın elinden tutmaya gayret eder.

Bunların hepsi o kadar oturmuştu ki yıllarca birlikte barış içinde yaşadığımız azınlıklarımız bile yıllarca aynı davranışları özenerek uygulamışlardır.

Geldiğimiz bu noktada bozulan tüm gelenek, töre ve insani değerlerimizin yanı sıra felaket anında tüm gücüyle elele veren bir toplu davranışın bozulmadığını görüp yaşadık.

Bu ise şu anda çok kıymetli ve umut verici bir özelliktir.

Bunun kıymetini bilmeli, yaşadıklarımızdan ders almalı ve kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmanın çabasını göstermeliyiz.

Bu arada deprem anından sonra hızla İzmir’e giden ve fedakârca yıkıntılar üzerinde canla başla çalışan isimsiz kahramanlarımızın hepsine şükran borçluyuz.

Allah böyle insanlarımızı korusun ve çoğaltsın, çünkü bu toplumun artık böyle fedakâr ve cesur insanlara ihtiyacı var.

 

Ülker Durukan

Çevre Dostları Derneği Başkanı

STK Platformu Onursal Başkanı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.